M.Akif merhumun "Ressam Haklı" diye bir şiiri var...
Şiirde; o zaman ki evlerde odanın birinde manzara resimlerinin moda olduğu...
Zengin görünmek için bunun şart olduğundan dolayı bir zengin ressam arar...
Ve bir ressam çıkar gelir eve...
*
Anlaşırlar...
Bir manzara resmi uzun zaman almasına rağmen adam gelir ki akşama resim bitmiş...
Kıpkırmızı bir boya ile duvar badana yapılmış.
Sabrını zorlayarak sorar "oğlum hani ressim?"
Ressam gurula duvarı gösterir.
*
Öfkelenen adam "bu ne resmi?"
Ressam "Hazreti Musa ile Firavun'un resmi...
İyice tepesi atar adamın...
"Hani Musa?"
"Karşıya geçti"
"Peki firavın nerde?"
"Ordularıyla beraber deniz yuttu"
"Bu kan rengi boya neyin nesi?"
"Kızıl deniz bu efendim, yeşil olacak değil ya"
*
Niye mi yazdım?
Şu Züğürt açılımı var ya?
Oradan geldi aklıma...
*
Bir boya var ortada...
Adına açılım diyorlar, süreç diyorlar bilmem ne diyorlar...
Sorular oluyor cevaplar kaçamak...
Tek verilen cevap "bana güvenin"...
*
Yarın ortaya kan renginde bir tablo çıktığında ne olacak?
Hani hainler?
Gitti...
Ya Öcalan?
Çıktı...
Bu bölünme neyin nesi?
Bu kadar hainliğin sonucu birleşilecek değildi ya?
Diyeceksiniz, diyecekler...
*
Bazı okuyucular öfkeme sebebin ne olduğunu soruyorlar...
Birisi sizden kaleminizi isterse verirsiniz...
Ceketinizi isterse zorlansanız da kızsanızda verirsiniz...
Ama, haşa...
Ana sözü edince "teşekkür ederim veremem" mi dersiniz?
Yoksa bunun teklifini bile şerefinize değen kurşun gibi saldırı mısınız?
Bizde vatan anadır..
Anasının sözü edilen bir şerefli evlat tavrıdır benim tavrım...