Ve sessiz, sağır, kör bir Türkiye
Aylardır küresel güçlerin hayallerine türkü yakan bir başbakan.
Demokratikleşme adıyla girdiği her ülkeyi çamurdan çıkarıp lağıma sokan bir ihanet gücünün uygulayıcısı.
Türkiye üzerinde asırlar önce, yıllar önce hazırlanan ihanet planlarının bütün aşamalarını hızla geçirerek son noktaya ulaştıran bir hokus pokus erbabı iktidar.
Ve sessiz, sağır, kör bir Türkiye…
*
Gelmeden birlik beraberlik kardeşlik, İslam Birliği hayaliyle millete vaade bulunan…
Ama sonra küresel güçlerin BOP adlı İslam birliğini ve kardeşliğini parçalama, ırkçılık ve mezhepçilik temeline dayanan bir projenin eşbaşkanı statüsünde bir başbakan…
Görevini ifa etmek için, milletin idrakini tutmak ve yönetmek için ilk hamle özelleştirmelerle başladı.
*
Önce yandaşlara peşkeşler çekilerek sermaye değişimi ve kudurtan paraların kahpeleştirdiği bir vicdansız sürüsü peydahladılar.
Sonra küresel güçlere bankalar, demir çelik, çimento fabrikaları, petrol şirketleri, muhaberat vs. gibi en gözde değerler yuhalanacak derecede yutturuldu.
Yuhalayacak millete de “bunlar gerektir” diye yutturuldu.
*
Milleti kandırıp beynini tutacak dış güdümlü psikolog, sosyolog ve toplum mühendisleri hainlerin direktiflerine uyumlu bir toplum projesinin profesyonel elemanları kitlelere hâkimiyeti sağladılar.
Allah dedirdiler, Allahsız kapitalizmin kopeylerini yetiştirdiler.
Vatan dediler vatan üzerindeki hain ve şerefsiz tuzaklara karşı milleti körleştirdiler.
Millet dediler milliyetçilerin sandıkta oylarını aldılar.
*
Sonra mı?
Irak’ın kuzeyinde bulunan kırmızıçizgilerimizin tamamını iğfal ettiler.
“Orada bir Kürt Devleti kurdurmayız, Irakın toprak bütünlüğüne dokundurtmayız” diye diye orada bir Kürt Devletini Türkiye’nin eliyle kurdular.
Ve başbakanla aveneleri “Kuzey Kürdistan” levhası altında, Kandil dağının dibinde oturak âlemlerine katıldılar.
Barzani ve Talabani gibi hainleri kırmızı halılarla “ağabey sloganlarıyla” karşıladılar.
“Burası Güney Kürdistan ise bunu kuzeyi nerde lan şerefsizler” diyecek kadar şerefli bir duruş gösteremediler.
*
Gösteremezlerdi, çünkü onlar BOP haritasının uygulanmasıyla görevliydiler.
Girdikleri her yerde kan akıtan katliam yapan conileri dualarla besleyen beslemelerin başındaki bedbaht, Irak’taki milyonların katliamında kör idi, sağır idi dilsiz idi.
Yıllardır Suriye’de katliamlar yapan, diktatör Esed’i milli kardeş ilan eden, eşiyle karşılıklı gidip gelen, hatta vizeleri bile kaldıran bir başbakan nasıl oldu ise…
Küresel güçlerden gelen bir işaretle kan kardeşini birden hain ilan etti ve benim vatanımda yetiştirdikleri MOSSAD, CIA vs. ajanlarla ülkeyi kaosa soktu birden bire.
*
Ne oldu?
Onbinlerce Suriyeliyi milletin kesesinden beslemeye, harçlıksız insanımızın hakkını onlara harçlık vermeye mecbur edildik.
1963 de Barzani’nin babasının çizdiği haritayı uygulama amaçlı operasyon gereği Suriye’deki PKK lılar bayraklarıyla devlet ilan ettiler.
Ve bizimki tıpkı “Irak’ın toprak bütünlüğünü bozdurmayız” dediği gibi şimdide aynı teranelerden dem vuruyor.
*
Barzani meydan okuyor ve teröristleri alaylarıyla Suriye’deki hayali devlete gönderiyor, bizimkilerde Dış işleri bakanını Barzani’ye gönderiyor; yani ciddi bir protestoyu bile göze alamıyor.
Osman Baydemir “İran’da, Irak’ta, Suriye’de ve Türkiye’de özerk Kürdistan kurulacak ve başkentimiz Diyarbakır olacak” diyor, PKK eşbakkanı Selahattin Demirtaş, başbakanın hayali haritalara prim vermeyiz sözlerine “başbakan barut fıçısının üzerinde çakmağı yakmasın” diyor.
Barzani ağabeyi başbakanın gireriz imasına “girerseniz kan gölüne döner” diye cevap veriyor.
*
Ve bu ülkedeki adaletin uygulayıcısı vatanseverliğinden şüphe etmek bile istemediğim savcılar nerdesiniz?
Ülkenin vatanı ve milletiyle bölünmez bütünlüğü üzerine anayasaya yemin edip namus ve şeref sözü veren milletvekilleri, hani şerefiniz?
Kan dökerek her evde birkaç öksüz bırakarak vatanı ve milleti savunan şehit evlatları kör müsünüz?
Hala mı münafık, kâfir, hain ve şerefsiz medyanın elindeki beyninizle gebermiş gibi yatacaksınız.
“Irzlarımızdır çiğnenen evlatlarımızdır doğranan
Ağlamayı bilmiyorsan bari gülmekten utan” M.Akif
…
Ayağa kalkmanın farz olduğu başka bir dönem var mı bilmiyorum?