İktidarın biatçi vekillerinden bir zat-ı riyakâr…
Biat ehli olduğunu ve sonuna kadar hırsızlıklara rağmen sadakatinin devamını beyanla…
Uhud savaşını referans gösteriyor ve inen ayetlere bakmamızı bir cahil ulema mukallitliği ile işaret ediyor…
Afalladım doğrusu…
*
Uhud savaşını anlatmaya zaman ve köşenin fiziki hali yeterli değil.
Kısa özeti: Savaş öncesi Allah resulü bir okçu takımını Uhud dağının kritik noktalarından birine yerleştirir..
Onlara her ne olursa olsun, yenilgi veya zafer esnasında kendisinden emir gelmeden yerlerini terk etmemelerini söyler…
Ve savaş başlar….
*
Müslümanlar Allah resulünün komutasında müşriklerle amansız bir savaşa girişir…
İslam kahramanları savaşı galibiyete yönlendirmiş…
Müşrikler darmadağın olmuş ve can havliyle kaçmaktadırlar…
Müslümanlarda zafer heyecanı başlamışken…
*
Okçuların gözü, gönlü meydana düşer…
Öldürülen onca müşrikten kalan mallar akıllarını sarsar…
Ganimet toplayarak zengin olmak ihtirası onlara yüklendikleri sorumluluğu unutturur…
Verilen emri unutturur…
Ve ihtirasla ganimet toplamak için meydana inerler..
*
O açıktan müşrikler yararlanır…
Ve tekrar Müslümanlara saldırırlar…
Zaferle bitmekte olan bir savaşı Müslümanlar kaybeder..
Çok önemli sahabeler orada şehit düşer…
Allah resulünün yanağı yaralanır, mübarek dişleri şehit olur…
Ve bütün Müslümanlar için yas günü olur…
*
Zat-ı münafık’ın referans gösterdiği savaşın özeti bu…
Bu olayın neresine koyalım dersiniz?
Biatla bu işin olacağını ve mücadelenin başarılı olacağını mı iddia ediyor?
Yanılıyor…
*
Bu savaşın Müslümanlara verdiği bir ders elbette vardır…
Bu dersi alacak şuur öncelikle imanın ilk şartını oluşturur.
Allah’a ve Resulüne tam bir teslimiyetle bağlanmak..
Ona uymayan şeyleri reddetmek…
Onun emrini ve peygamberinin sünnetini hiçbir beşeri emirle mukayese etmemektir…
*
İşte bundan sonra gelir hikmet ve ibret arama anlayışı…
İlk şart yoksa münafıktır, İbn-i Sebe gibi Resulullah’ın yakınlarında dursa bile imanı yoktur…
Hatta cephede ölse bile, şahadeti makbul değildir.
Buna dair hadislere bakabilirsiniz.
*
Bu savaşın bize vereceği ders ise…
Siz inandığınız dava için, Allah davası için mücadele verirken, savaşırken…
İçinizi dünya sevgisi sararsa…
Dünya malına kendinizi kaptırırsanız…
Asıl vazifenizi unutursanız…
Olmanız gereken yerde olmazsanız
*
Dünya için görevinizi terk ederseniz, başınızda Allah’ın peygamberi de olsa kaybedersiniz…
Pek çok hikmet ve ibretler arasında bu gün alacağımız ders bu…
Tabii ki Müslüman’ca bir ferasetle idrak edersek…
Ama menfaatçi, mürai ve sersem bir bakışla bakarsanız, ayakkabı kutularına cevaz vermek için bu savaşı referans gösterirsiniz…
