Şerefin İstismarı ve Gerçekler
Sen bir yola çıktın, hedef belli…
Hedefin adı belli…
Görevin belli…
Sana düşen işini yapmak, yaparken etrafındakilerin şerefini tartmak değil.
Ne dediler; bu güne kadar İsrailin güvenlik sorunu bitmedi, bunu Orta Doğu ve Kuzey Afrikadaki yönetimler engelliyor, biz bunu değiştireceğiz, sen de buna yardım edeceksin.
Hedefin adı BOP…
Senin görevin eşbaşkanlık…
Bu vazifeyi bu güne kadar hiçbir Türk siyasetçi göze alamadı, sen aldığın için sana bir cüppe giydireli, birde plaket verelim…
Biliyoruz sen Milli Görüş gibi mümtaz bir idealin içinde büyüdün ve seni o kaynak besledi, iktidar etti, şimdi sen o fikirden vazgeçeceksin, Milli Görüş gömleğini çıkardığını açıklayacaksın…
Hemen bir açıklama geliyor “Artık Milli Görüş gömleğini çıkarttım.
Ve Üstün cesaret belgesiyle bir mason kulübünün nakışlarından oluşan, fikirlerini ima ve ifade eden bir kara cüppe giydirdiler.
Yahu bunları görmeyecek kadar kör…
Duymayacak kadar sağır…
Anlayamayacak kadar aptal değiliz.
Üstelik kongrelerde, mecliste ve satın aldığın, sattığın ve yanında beslediğin medyada da açıkladın.
Bop’un eşbaşkanıyım, bize bu görev verildi…
Bop, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine yönelik bir çağdaşlık projesidir…
Diyarbakır Bop gerçekleştiğinde önemli bir konuma gelebilir… vs. vs…
Bunlar sizin ağzınızdan döküldü…
Sonra muhalefet bunun yanlış olduğunu, çok kan döküleceğini, ülkenin bölüneceğini, teröre destem olacağını söyleyince çevirdin…
Muhalafet benim Bop eşbaşkanı olduğumu söylüyor, bunu ispat etmezlerse şerefsizdirler…
Öp babanın eliniiii.
Kamera kayıtları ortada…
Söyledin, ispata yönelik tereddüt yok ki…
Sonra İsrail’in bütün menfaatlerini kolladın, askeri alımları onlardan yaptın, ziraata kadar soktun…
Bir Konya büyüklüğündeki mayınlı araziyi onlara vererek adeta İran’a kadar bir koridor açmaya teşebbüs ettin, halkın ve siyasilerin tepkisi engel oldu.
Bu proje dâhilinde Irak’ta yüz binler öldü, diğer Bop hayalindeki ülkelerde ölmeye devam ediyor.
Bu arada bir tane Yahudi’nin burnu kanamadan adım adım on yıldır gayretlerinizi devam ettiriyorsunuz.
Yine bir Kürdistan kurulması için elinizden geleni yaptınız, yapmaktasınız.
Mesela; Güneydoğu yerine Irak’ın kuzeyine işadamlarınızı gönderdiniz, orada bir payitaht oluşturmaya çalıştınız, çalışıyorsunuz.
Türkmenlerin dağılması ve onların yoğun olduğu bölgelere Kürt nüfusun yerleştirilmesine yardımcı oldunuz.
Gidip o aşiret devletini ‘teröre desteklerini bile bile’ tanıdınız.
Kandile yakın başınızı kaldırdığınızda görebileceğiniz mesafede aşiret reisleri ve PKK lılarla birlikte ‘Anadolu tabiri ile’ oturak âlemleri düzenledin.
Özel temsilcileriniz gidip İmralı haini avaneleriyle görüştü.
Yandaş kanalizasyonların ihanet fareleri bu konuyu gündemde tuttu, kamuoyu oluşturdu, terör örgütü ile halkın amaçlarını aynı olduğu hezeyanlarını kustu…
Habur kepazeliğini bizzat bakanın devlet eliyle organize etti…
Ama sen çıkıp ‘ispat etmeyen şerefsiz dedin’
Şimdi o iddiaların ispatını bizzat senin cenah kendisi ispatladı.
Haklı olarak muhalefette bu soruyu soruyor ‘sahi kim şerefsiz?’
Bir bakanın da çıkıp ‘şerefli şerefsiz meselesine takılmamalıyız’ diyor.
Olmuyor beyler, şeref nedir önce onu bilin, farkına varın ve öyle konuşun.
Bu milletin kendisi şereflidir ve siyasetin şerefle oynamamsını ister.
Hem de, yaptığının arkasında duracak kadar yürekli ve yiğit olun.
Nasıl olsa hazmettirecek kadar büyük imkânlara sahipsiniz.
Bir yandan İsrail’i koruma tedbirleri alırken bir yandan hakaretini halkın gözüne sokan bir hazır yandaş korosu mevcut..
İnkara ve şeref kelimesini tahkire hakkınız yok…