Bir malum partinin Diyarbakır’da düzenlediği Nevruz Mitingini hain kanallardan biri naklen verdi ve
seyrettim.
Yine malum kanalların seçim sathında kılbazlık ettikleri AKP iktidarına zarar verir endişesiyle vermeyişlerini de çok görmedim. Çünkü onların vatanın bölünmezliği, milletin birliği gibi bir dertleri kalmamış, kapitalizmin iman şartlarından biri olan sermayelerinin hatırına susmayı kendilerine görev değil şeref saymaktadırlar.
Çok emin bir kalabalık, artık kendilerine terörist dedirtmeden korkmuyor. Öcalan’a sayın demenin suç olup olmadığının tartışıldığı bir ülkede Öcalan’ın isyan ve devlet kurma gayretleri yolundaki çalışmalarını anlatan slayt gösterileri rahatlıkla yapılabiliyor. Öcalan ve PKK bayraklarından onbinlerce bastırılıp dağıtılabiliyor.
“PKK ile görüştüğümüzü iddia ediyorlar, ispatlamazlarsa şerefsizdirler” diyen başvekile, İçişleri Bakanı ile Atatürk Orman Çiftliğinde gizli görüşme yapan Ahmet Türk’ün gerilla kıyafeti ile yaptığı Kürtçe konuşmayı görmesini ve sözünü geri almasını söylemek isterim. Söz mermi gibidir, atılan yer müsait olmazsa aynen geri döner. TBMM de görev yapan milletvekillerinin teröristliklerini gördük. Hepsinin ortak taleplerini dinleyip ve iktidarın açılım programı ile karşılaştırdığımızda bire bir uyduğunu görüyoruz. Ama görebilmek için de belli şartlar var, nasıl normal bir görüş şartı için ışık, görülecek şeyin görüş alanı içinde olması, gözde kusur olmaması gibi şartlar gerekiyorsa… Bu ihanetin gelişiminde iktidarın rolünü anlamak içinde; menfaat, makam, hırs faktörleri… Bir başka partiye karşı ön yargı… Birilerine karşı yalakalık vs. gibi marazi şeylerden arınmış, vatanın bütünlüğünü, milletin birliğini namus sayıp…
Yarısı dış sermayeye satılmış, diğer yarısı ise belli bir yalaka grubun elinde olan belli kanalizasyonların pisliklerinin kokusunu alacak kadar hassa bir genize sahip. Küresel ihanetin İslam coğrafyasındaki oyunlarını fark edecek kadar hassasiyet gerekiyor. Görmek için arınmış bir vicdan gerekiyor.
Hainin eşbaşkanı G.Kışanak talepleri açıklıyor…
1. Kürtçe eğitim hakkı.
2. Demokratik Özerklik.
3. Halkın kendini idare etmesi
4. Bağımsız Kürdistan
Ve ekliyor; 2011 yılı Kürtlerin yılı olacak. Bu taleplerimiz yeniden yapılacak olan anayasada yer alacak ve adım adım çözülecektir. Allah Allah… PKK imza topluyor ve meclise götürüyor, imzaları alan meclis başkan vekili “Bu konuları önümüzdeki anayasal hazırlıklarda değerlendireceğiz” diyor. Aklıma başbakanın “Hazmettire hazmettire” sözleri geliyor… Herkesi dinleyen, dinleten, oda oda kağıtlar, dokümanlar arayarak suçlular bulup bir şeyler yapmaya çalışan adalete gözüm kayıyor. Anayasanın değişmesi teklif bile edilemeyecek maddeleri üzerinde oynanan oyunları görmemenin sebebini anlıyamıyorum. Anlıyan var mı onu da bilemiyorum…
Sorular diziliyo aklıma emmoğlu… Acaba Orman çiftliğinde ve diğer gizli yerlerde AKP görüşürken bazı şeyler mi taahhüt etti? Bu hainler neden bu kadar kendilerinden emin? Neden hukuk ve devlet bunlara kör bakıyor? Ve daha sı, neden halk bunları fark etmiyor, görmüyor, hesabını sormuyor? İlla bir Çanakkale mi gerekiyor halkın ayağa kalkması için?