Almanya’da şuurlu bir Yahudi toplumu vardı.
Birbirlerine kenetlenmiş, gördükleri cefalar, işkenceler, adam bile sayılmama gibi çileler artık her şeyi göze alan ve “biz varız” diyen bir toplum ortaya çıkarmıştı. Hitler ise, bu potansiyel gücün zaman gelip bir bela yumağı olacağını, kendisini tehdit eden bir güç olduğunu aklından çıkarmıyordu.
Akıllı bir çalışma başlattı. Yahudilerin ileri gelenlerine tek tek giderek, yanına çağırarak, adam göndererek beraber olmak istediklerini söyledi. Tepkiler çok sertti, bir Yahudi’nin bunca felaketlerden sonra düşmanla bir olması, özdeşleşmesi mümkün olamazdı.
İkinci seferinde vaatler götürdü. “Bu güne kadar Yahudilik davasını güttünüz, hep ezildiniz, horlandınız, bizim yanımızda olanlar yağ içre böbrek oldu, siz zebunlaştınız, öldürüldünüz. Şimdi benim yanıma gelin ihya olun.“ Vaatler arsında makamlar, askeri rütbeler, paralar pullar gırla gidiyordu. Bir kısmı “Ben Yahudi’yim ve bu davanın adamıyım, çilede çeksem, eziyette görsem, ölsem de bu şerefle öleceğim” derken… Kimileri beşikteki bebelerine, evdeki karısına, kendinin yaşadıklarına bakarak “Yeter, bunca zaman bu davayı güttük de ne oldu. Herkes rahat etti, biz çile çektik. Gidip Fühler’in safında para pul nam şöhret kazanacağım ihya olacağım” dedi.
Kimi gidip Fühlerin ordusuna katıldı, savaşa girdi ve ön cephede telef edildi. Bir Yahudi Hitler’in karşısına dikilip bağırıyordu. “Hani sen biz makam mevkii, para sözü vermiştin, şimdi öldürüyorsun, hani söz vermiştin?” Fühler kahkaha atarak, “düşmanın iltifatı ölümdür, sen davana, idealine, şerefine ihanet ettin, sana değil ancak senin cesedine güvenirim. Sen sözüne sadakat gösterdin mi ki ben göstereceğim” diye katline güler zavallıların…
Sosyal Psikoloji de “düşmanla özdeşleşmek” olarak yerini, alan bu siyaseti bu gün akıllı siyasetçiler ne kadar da güzel kullanıyor. Dünya siyasetine hâkim olan bu mantık, bir zamanlar AB ye giriş fikrini bile küfür sayan anlayışı AB ye kayıtsız şartsız köle etti. Ya iç siyasette? Kapitalizmin ana ilkesi oldu… Hitler’in yanına giderek katline kahkaha attıranlara bu gün Yahudi nesli lanet günlerinde lanet okurlar. Ama ahdine davasına, ideallerine her ne pahasına olursa olsun sadık kalanlar bu günkü İsrail’in can damarlarını teşkil etmişler ve ideallerinin tahakkukunu görmüşlerdir. Erbakan Hoca’nın cenazesine baktım, sağa sola akli fetvalarıyla kayan ülkücüler baktım, ihaleler için zıt yöne yürüyen solculara baktım… Kaypaklaşan karakterler bu olayı aklıma getirdi….