Mayasını bilmem ama adı Müslüman adı…
Ve bu ülkenin bir ferdi, TC kimliğini taşıyor…
Üstelik de milletvekili…
Üstelik de bu ülkeyi hali hazırda idare eden bir partinin milletvekili…
*
Ordu gibi asil ve onurlu bir vilayetin insanları seçmişler.
Milletin haysiyet ve şerefini koru diye görev vermişler.
O da gelip mecliste namus ve şeref sözü vermiş.
Yemin etmiş.
*
Şimdi olsa onun ettiği yemine daha dikkat ederdim.
Yemin olmasını engelleyecek bir şeyler yapıp yapmadığına bakardım.
Hani çocuklar yemin ederken ayağını kaldırınca yemin olmaz diye inanırlar ya.
Bunlarda öyle bir imana sahip olabilirler diye.
*
Bu adam bir tarih okumuş.
Kıldan imanı kopup o tarafa yönelmiş.
Yani o tarihe inanmış.
Bu iman onu kendine ait olan her şeyden vazgeçirmiş.
*
O kitap Yunanlıların yazdığı Yunan Tarihi.
AB ye imanın bir gereği midir, nedir batının her şeyi doğru, bizimkiler yalan ve yanlış.
O kadar yanlış ki; halkımızda yalan söylüyor…
Gazilerimizde yalan söylüyor.
Tarih yalan söylüyor…
Şehitlerin dağvari kemikleri yalan söylüyor.
Doğruluk mu?
Dört puştun kafasından çıkan hezeyan…
*
Yunan kitaplarında Türkiye ile savaş yazmıyormuş.
Yunan savaşları Ankara hükümetinin meşruiyet kazanması için yaptığı iddialarmış…
Evet gardaşım, böyle diyo o milletvekili…
Ordu Milletvekili İhsan Şener’in konuşmalarını aynen ekleyim…
“Şimdi bu süreçle ilgili başka şeyler de var. Belki bunlar tartışılacak ama mesela Yunan tarihinde bir Ege savaşı yok. Bunu biliyor musunuz? Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Bizim tarihimizin en önemli savaşlarından biri Yunanlılara karşı verilmiş olan savaştır. Biz milli güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler temsili. Bunlar çok önemli, anlayış olarak bir yere gelmek istiyorum. Burada Ankara Hükümetinin meşruiyetiyle bazı şeyler yapılmış süreç içinde bazı şeyler. O zamanki İngiliz sefirinin telgrafları var, İngiltere’ye çektiği telgraflar. Bunlar bütünleştiği zaman tartışacağımız şeyler çıkıyor.”
*
Bu işte ağzından çıkan sözler.
Bu işte AKP nin Ordu milletvekilinin hezeyanı…
Hadi sertleşme, hadi normal bir ruh halini koruyarak yaz.
Bizim işimizin ne kadar zor olduğunu anlıyorsunuz sanırım.
*
Eski yaraları kaşırken iman rotaları da değişiyor.
Bu kadar olmaz beyler.
Kör müsünüz her köyde anlatılan hayatları, hatırları.
Dört puşt yollama yalama lağım faresinin kanalizasyonlarda ettikleri hakaretler, yalanlar bühtanlar yetmedi mi?
Şimdi o bühtanları iktidar mı tamamlayacak?
Acaba bu da oyun yükselmesine sebep mi olur?
*
Benim oya aklım yetmez.
Ama bu söz mayası belli, Tahir bir adamın edeceği laf değildir.
Ankara hükümeti meşruiyetini kabul ettirmeseydi, babayın yanında anan, anayın yanında da babanın mahsulü kendini bulamayacağını da ben iddia ediyorum.
Benim iddiam Yunan tarihçisinden daha sağlamdır.
Utanıp milletten ve tarihinden özüe dileyecek kadar şerefe sahip bir karakter arayışı var bu sözün sahibinde…