İstanbul’da felaket, İstanbul’da rezaleti ortaya çıkardı.
Onlarca cana mal olan rezalet perdesinin iplerini çeken felaket, bir bakışla İstanbul’un kapatılan manzaralarının ortaya çıkışıdır.
Evet, rezalet… Ve rezaletin edepli, masum simalara bürünmüş şirret ruhlu rezilleri…
Tutun bir yanını kaldırın örtülerin.
Altından çıkacak şerefsizliklerin hadimleri, hamileri, yankesicileri ne tip de, ne karakterde olduğunu ibretle görürsünüz.
Ve tükürmek üzere iken o vebalin altındaki kendi imzanızı görürsünüz; belki utanırsınız, belki çatlarsınız.
Sellerin mecrasını değiştiren, engelleyen çağdaş çakalları medya dört sünepenin talan adıyla aldığı birkaç çanak çömlekle kapatırken utanmadılar.
Yıllardır davasını din ve mukaddesat üzerine ihdas iddiasında bulunan gazetelerin iğrenç manzaranın örtüsünü kaldırmamamsını dikkatle izlerseniz…
Eyvah diyerek bu bulamacın içinde onlarında gezindiğini görürsünüz.
Dört masum kılıklı yöneticinin felaket sonrası televizyondaki pişkinliklerini utanarak seyrettim.
Kimdi bunlar, derelerin gazabına uğramanın sebebini vatandaşa yükleyen kimlerdi?
Biri eski belediye başkanı ve şimdi başvekil..
Öteki o dönemim İSKİ genel müdürü ve şimdi sanki maharetiyle terfi eden bir sahte kahraman edasıyla o başvekilin bir bakanı…
Birisi mevcut ve ikinci defa seçilmiş belediye başkanı, öteki yıllardır İstanbul’u mesken etmiş vali…
Örtünün altından çıkan bu kahramanların pişkinliklerine dudak ısırmak yerine belki “Allah sizi başımızdan eksik etmesin” diye dua edenler bile vardır…
Talan edilmiş orman alanlarını son onbeş yılda azgın bir yükselişle seyrettik, ısrarla tekrar seçtik.
Maliyenin başındaki bakan, orman alanından açılmış arazisi gündeme gelince “siz de benim, kırk dönümlük arsaya göz diktiniz” diyebilecek kadar pişkin bir tavırla meydan okuyor ve tekrar seçiliyor…
Dere yatakları, tepe zirveleri, ormanlık alanlar, yeşil alanlar eşe dosta peşkeş çekiliyor…
Mantar gibi zenginler türeyerek ur gibi toplumu haksızca sarıyor…
Seçim zamanı ortaya çıkarak var güçleriyle desteklerken, halk perdeyi açıp bakmıyor, gelen kokulara burnunu tıkayıp “yine de eyvallah” diyor…
Kardeşim oraya o binalar yapılırken yöneticiler kör müydü?
Çıkardıkları imar aflarıyla o yapılara hukuki zemin hazırlayan bunlar değil miydi?
Yeşil alan Tır Parkı yapılıyor, kör müydü bunlar?
Kime peşkeş çekildi orası, oraya imar tadilatı yapan Belediye Meclisi üyelerinde vicdan var ise çatlayıp ölme şerefinden mahrum olamazlar…
Kendini şerefli sayan medyadan, siyasetçiye, aydın zümresine kadar herkes örtüyü kaldırıp altındaki yamyamları çıkarmalıdırlar.
Birkaç çanak çömlek çalan talancıları kolundan tutup karakola götüren devlet, perde arkasındaki asıl talancıları çıkarabilecek erdemi göstermelidir.
Medya bu konuda şerefli bir duruş sergilemelidir.
Ve, bu felaketi fırsat bilip rezaleti, o rezaletin rezillerini görmedikçe daha çok can ve mal kaybı yaşar İstanbul…