• BIST 9634.67
  • Altın 2938.015
  • Dolar 34.6322
  • Euro 36.5915
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 3 °C
  • İzmir 11 °C

Evet evet, bu ses o ses!

Servet Avcı

Bir nârâ yükseldi Twitter'dan: "Değişimciler… Değişimciliği İmza Vekâlet Verenler… Vekâletli İmza Toplayıcılar… Topladıklarını Siyaseten Kullanıcılar… Milliyetçi-Ülkücü Hareketin Siyasi Organizasyonu MHP'yi, Mensuplarımızı ve Yöneticilerimizi Bu İşlerle Meşgul Etmeyin… Yoksa Şok Tedavi Hazır…"

Aman Allah'ım… Bu ses o sesti… Evet evet, kesinlikle o sesti… Lideri hakkında "Sen bu saatten sonra assan assan Sayın Öcalan'ın paltosunu vestiyere asarsın" diyen hevalleri Ankara'dan Zaho'ya kadar kovalayanın sesiydi… Öyle kaçtılar ki, kimisini Zaho da kesmedi, soluğu Güney Kutbu'nda aldı…

Bu sesi unutur muyuz? Bir nârâsıyla Tanrı Dağı'ndan indiğimiz Kürşad'dan sonra bu ses ikinciye gelir… Dün liderine 'metres' diye hakaret eden iktidar sözcüsünün diline düğüm atılmışsa ve o şahıs derhal Cebeci pavyonlarına konsomatris olarak tayin edilmişse elbette bu sesin kudreti sayesindedir…

"Sen ancak Erciyes'te ulumayı bilirsin, Meclis'te erkek değil, ürkeksin" diyen hemşerisine nasıl da eşek sudan gelene kadar şok tedavi uygulamıştı değil mi? Herif o gün bu gündür meczup gibi "Ben de bu dağların nesine geldim?" türküsünü söyleyerek dolaşıyor Ankara sokaklarında…

Hele zübük Şamil'in başına gelen? "Salyalı bunlar, acaba aşıları var mı?" diye mesajlar salgıladığında neler olmuştu neler? O salyalı lâflar kendisine 'şefin menüsü' titizliğiyle ve de afiyetle yedilirmiş, ibret-i âlem olsun diye 'traşsız bölge' programında canlı yayında aşılanmıştır… Dikkat edin şu anda o Şamil'in kulağında aşılı olduğunu gösteren küpe vardır…

***

Bu sesi siz de iyi hatırlayacaksınız… Yeraltı dünyası kendisine Ankara'dan, İstanbul'dan, Sakarya'dan, Rize'den ve kameralar önünde Türkiye'nin bilumum şehirlerinden posta koyarken cevaben kükreyen sesi… Yeraltının başını, yerin azıcık altı yetmez, magma tabakasına kadar sokuvermişti de ancak rahatlamıştı…

Bu işler öyle Maraş dondurmacısı gibi bıyık bırakmakla olmuyormuş demek ki… Yeşilçam aşüftesi "Gel lan sete" deyince gıkınız çıkmaz ama Allah'tan şok tedavici bir kahramanımız var… Gider o seti kafalarına geçirir… Öyle de oldu nitekim…

İnanmayan varsa, iktidarın o milletvekiline sorsun şok tedavicinin gazâbını… Hani koalisyon görüşmelerinden önce "Ağzından köpükler saçarak konuşan siyasetin zavallısı Devlet Bahçeli için bütün o köpükleri itinayla yalayacağı süreç başlıyor" diye mesaj atan milletvekiline… Herif o gün bugündür kayıp… Şok tedavi etmesinler diye tipini ameliyatla değiştirip, yeni bir hayata geçtiği, kabak kemane kursunu başladığı söyleniyor…

***

"Küresel rüzgâr… Yaktığınız fitne ateşini... Evinize de Vatanınıza da Yayar… Siz de İlk Yanan Olursunuz…"

Evet evet, bu ses o ses… Ülkücülerin katilleri üniversite kampüslerinde Bornova'larda halay çekmeye devam ederken, duyunca irkildikleri, arkalarına bakmadan kaçtıkları ses… Evet bu ses, Cebeci kampüsünde ülkücülerin resimlerini duvarlara asarak hedef gösteren, kimlik kontrolü yapan, ülkücüleri sahipsiz zannedip ezmeye çalışan teröristlerin kâbusu…

'Üniversitenin bağrına düşman dayamış hançerini / yok mudur kurtaracak baht-ı kara mâderini?' diye ne zaman sorulmuşsa beyaz atına binip de az gelmemiştir kampüslere…

***

Virüslere karşı 'şok tedavi' işi gerçekten önemli… Modern tıp bazı durumlarda çözümsüz kalabiliyor… O yüzden 'şok tedavi'yi esas alan alternatif tıp üzerinde yoğunlaşmış olmak doğru bir yatırım… Ayrıca çok da kârlı galiba… Baksanıza ekranlar çörek otu yağından geçilmiyor… Akapunkturlar, bitkisel ürünler, sülük tedavisi vs. bunları sırayla denemek lâzım… Taaa ki, hiçbirinden sonuç alınmazsa nefesi kuvvetli hocaya gitmeye kadar…

Gelişmelere açık olmak çok mühim… Yalnız sınırı iyi belirlemek gerekiyor… Şok tedavi, şifa, mifa derken sonunda mahallî televizyonlarda '7 kilo bal 100 TL, yanında propolis hediye, kargo da bizden' derecesine düşmeyiz inşaallah…

Not: Bu yazı Pazar eğlencesi olsun diye yazılmamıştır… Son derece ciddi bir yazıdır… Ciddiyetimizin tam anlaşılması için kamyon arkası yazısıyla bitirmiş olalım: Rampaların ustasıyım / üfürmelerin hastasıyım…

Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim