Namussuzluk diz kapakta, diyor Koca reis.
Diz kapaktaki namussuzlukları düşünerek yürümek mümkün mü?
Bu sebepten millet düşündürülmeden yürütülüyor…
Toplumun beynini sulandırmakla meşgul olan yabancı ve uşaklaşan medyadaki vaziyete bakalım mı?
Önce bir konu seçiyorlar…
Sonra bir takım sivil toplum adındaki bazı dış yalaklı kurumların fırlamaları çıkıyor ekranlara.
Dürüst medya ve entelektüel gocunmasın, bu dış yalaklı yalamaların sayısı çok da fazla değil, ama adamların arkalarında ağaları var, yollayanları var, yalayanları var…
Bir kutsal değere önce alaylıca yorumlar yapıyorlar…
Bir Çıfıt kanalın, iki kıllı bir çıplak üç silahşoru buna örnektir.
Önce yılışarak, kıs kıs gülerek, alay ederek, milletin kendilerine sövmelerine razı olarak şımarıkça ve küstahça konuşurlar.
Sonra bu alaylı konuşma hazırda bekleyen malum eşhasın diline pelesenk olur.
Yalama, yollama ne kadar uşak varsa hepsi kanallarda arzı endam eyler.
Ivır zıvır konuşurlar, anlatırlar, o mukaddesi yerden yere vurular.
İt ağzındaki ekmek gibi un ufak etmeye çalışırlar.
Bu arada bir slogan gelir.
Tabuları yıkıyoruz.
Geleneği temizliyoruz, yenileşiyoruz, 2. Cumhuriyeti kuruyoruz vs. vs.
Bir kısmı malum medyanın tepesindeki malum zevatın hayranı ve eyvallah çeker, alkış tutar, sever, sevinir.
Ama aklının, hissinin ve şerefinin adamı olanlar isyan eder.
Ulan puştlar, kan ile kurulan, asırların birikimi ile kazanılan ve şerefimiz olan değerler sizin ağzınıza yakışmıyor…
Kan dökerek kurduğumuz cumhuriyete büktüğünüz dudakları besleyen alçakların alçaklıklarına düşmeyeceğiz, derler.
Ama aldırmazlar asrın şımarık çakalları, devam ederler.
Tartışa tartışa milli hafızada haklılık kazanmaya çalışırlar.
Sonra da bir araya gelerek AB ve ABD nin de baskıları ile en namussuz kararların bile alınmasını sağlarlar.
Namussuzluk diz kapakta, diyor Koca reis.
Diz kapaktaki namussuzlukları düşünerek yürümek mümkün mü?
Bu sebepten millet düşündürülmeden yürütülüyor…