Birileri söylemeli artık…
Avazının çıktığı kadar bağırmalı…
Bunu üzerine bir borç bilmeli, sünnet, vacip, mubah değil, farz bilmeli…
Farzı kifaye değil, farzı ayin bilmeli…
Gidiyor beyler…
Kırk yıldır susanların cezasını bu gün biz çekiyoruz…
Bu günkü sükûnetin bedelini bizim çocuklar ödeyemeyecek, cezasını da çekemeyecek.
Korkarım ne cezasını çektirecek bir hukuk, ne de bedelini ödeyecekleri bir devlet, millet ve vatan bulamayacaklar.
Ben bu yazıyı korkudan vehimden yazmıyorum.
İçimde biriken bir muhalif ses olarak da algılamayın…
Kulağından tutulup mezbahaya götürülürken geviş getiren bir mahluktan farkımı anladığım için, nereye, niçin götürdüklerini bilen biri olduğum için yazıyorum
Bu yazıya bedel gerekse bu gün ben öderim.
Varsa eğer “yazıda kastettiğin şerefsizliği ben yaptım, bana şerefsiz dediğin için senden davacıyım” diyebilecek kadar yürekli bir şerefsiz…
Ve beni “şerefsize şerefsiz” dediğim için bedel isteyecek bir adalet…
Bu gün seve seve bu bedeli öderim, hem de bunu bir şeref sayarak…
Ama yarın çok geç olur beyler…
Bu milletin seçtikleri vekillerden tutun da bürokratına memuruna kadar bütün devlet erkanı dürüst olmak zorunda şerefsiz olmak zorunda.
Artık, hırsızlığı, rüşveti, torpili menfaatçiliği ayyuka çıkan bir mebus, bir vali, bir kaymakam köylerde, semtlerde alkışlanmamalı…
Çıkıp dört yürekli sorgulamalı…
Ben namusu ile, şerefi ile görevini yapan dürüst ve onurluluğunun yanında ülkenin birliği, milletin bütünlüğü ve de milletimin mukaddesatına saygılı olan şerefli insanları ayırmak istiyorum.
Onlara saygımızı ifade ederken, şerefsizlik eden her kim ise, ona da “sen şerefsizsin” demeyi bir dini vecibe olarak telakki ediyorum.
Kırk yıl milleti soyanı millet vekil etmiş ve bu gün şerefli milletimizi şerefsiz düvellerin önünde perişan etmişler, adeta vatanımızın ve milletimizin bir parçası üzerinde söz hakkımız bile elimizden alınmış…
Seçimlerde bir kaymakamın 80 yaşındaki bir kadına yardım verirken iktidar yönünde oy kullanmasını istemesini gündeme almış ve “eğer doğru ise o kaymakam şerefsiz” demiştim.
Bu yazım bir kişi haricinde herkesten büyük destek aldı.
Hatta daha ağır kelimelere layık olduğunu söyleyenler oldu…
Ben yetmişiki milyon insandan biri isem ve harcanan yetmiş iki milyon liranın biri de benim ise…
Ben “benim hakkımı haksız yere yiyen, yediren, harcayan herkese lanet olsun, bu haksızlıktır, şerefsizliktir, namussuzluktur” deme hakkına sahibim.
Birileri “helal olsun” da diyebilir, ama ben etmiyorum ve hakkımı yiyen var ise namussuz, şerefsiz diyorum, hatta bazen taşkınlığıma engel olamayarak ağırlığı artan sözler de sarfediyorum…
Yeter artık…
“ırzlarımızdır çiğnenen evlatlarımızdır doğranan
Ağlamayı bilmezsin be adam bari gülmekten utan” diyen Akif’in sözündeki manaya bakıyorum…
Arsızca yılışmıyorum, Anadolu insanının tavrını koyuyorum…
Bu milletin hakkını içeride ve dışarıda haksızca yiyen, yediren, göz yuman, milleti bölmeye çalışan, dış güçlerin tuzağına düşen kim var ise şerefsizdir, namusszdur, alçaktır”
Daha var mı ötesi?