Yine size tarihe geçecek bir söz.
''Kardeşim sigarayı içmezsin, olur biter. Alkolü daha az tüketirsin olur biter”
Başvekilimiz Sayın R.Tayyip Erdoğan..
Evet, AKP lilerin vicdanlarına uzanan şırıngadan bir nebze narkoz…
İşte başbakanın dindarı böyle olur “haram olan alkole ve mekruh olan sigaraya zam vererek savaş açıyor” diye vurun alkışın gözüne…
*
Zam değil, güncelleme, diyen sayın bakanın başı bu sözleri söyler mi söyler?
Ama biz de bir şeyler söylesek ne olur?
Allah akıl vermiş, izan vermiş, idrak vermiş ve birde ağız vermiş.
Hayvandan farkım ise, ağzı sadece beslenme amaçlı değil, düşüncelerimi ifade amaçlı kullanmamdır; insan isem söyleyim gardaşım…
*
Sayın başbakan, sigarayı içmeyelim eyvallah…
Hadi alkolü de içmeyelim ona da eyvallah…
Yahu eti, ekmeği, ulaşımı, ısınmayı vs. ihtiyaçlara ne yapalım var mı bir çözümün onu da söyle.
*
Sizin niyetinize göre; alkol sigara zamlandıysa içme.
Yakıtı kullanma, üşüyorsan hasta ol, daha olmadı öl…
Gıda konusunda zam gelince onları da yeme, dedik ya gerekirse öl…
Ama sandıkta hedefi şaşırtma, bir insana hayatta mematta gerekir…
Veletlerin gemicikleri kayık olmaktansa, zenginlerin işi kesatlaşmaktansa halkım ölmeyi bilecek kadar fedakârlaşmalıdır…
Allah akıl fikir versin…
Size değil Ak adamlar ve yalakaları; size değil…
Siz akıl küpüsünüz, bu millete akıl versin…
***
“TV8'de Erkan Tan'ın sunduğu programa konuk olan Tayyar, KCK'yı şöyle tarif etti: ''Yasaması, yürütmesi, yargısı, parlamentosu, genelkurmay başkanları, yargıçları ve YSK'sı vardır. KCK sözleşmesi de bunların anayasasıdır.
Bu alternatif devletin Başbakanı Murat Karayılan, Cumhurbaşkanı Abdullah Öcalan, Genelkurmay Başkanları Fehman Hüseyin'dir. Bütün ülkeleri kapsayan bir devlet yapısıdır. Şehir yapılanmaları KCK'ya bağlı koldur, PKK gibi...”
Şamil efendiiii, bu melaneti siz Açılım haltını karıştırıp kendinizce kanalizasyon fareliği yaparken bizzat kurdurdunuz.
*
“Böyle giderse Meclis'in ortasında evire çevire dayak yerler”
Diyorsun yani, sayın Ak vekil…
Valla ben evire çevire dövülüp meclisin ortasındaki çiçek havuzuna düşürülmüş bir vekil hatırlıyorum.
Ama o vekil Ak kahramanların, gömleksiz mücahitlerin evire çevire dövdüğü bir BDP li değildi.
Havuzda üzerini silkeleyerek çıkan BDP lilerin evire çevire dövüp attıkları bir Ak partili vekil idi…
Benden söylemesi, o hayale kapılma, havuzun yanından da hiç geçme…
****
“Diyor ki; “Biz bu yola baş koyduk. Baş bir yana leş bir yana!”
Tutulup kaldım burada... Bir daha okudum. Dinledim. Baktım.
İşte psikoloji bu...
“Baş!” ve “leş!”...
Ölmek ve öldürmek için baş koymak üzerine, insan cesedine, “leş” diyebilme noktasında...
Bıraktım savunduğu fikirleri, kurduğu hayalleri, özlediği düzeni;
Bu sözlere takıldım yalnızca. O vurguya...
Bu hangi noktadır biliyor musunuz? Hangi zemberek boşalması?
Vahim bir psikolojik eşiktir bu.
Ve bu eşik, insana “leş” diyebilme çizgisinde vahşi bir mesafeye dayanmıştır artık...
*
Peki, kim kullanıyor bu üslubu?
BDP Van Milletvekili Özdal Üçer...
Yani insana saygı mimarisinde, özgür fikrin yarıştığı, demokrasinin kökleştiği ve en önemlisi, bütün sorunların barış içinde çözümünün arandığı TBMM’de...
İşte böyle bir “leş psikolojisi” var artık.
Peki, kavgadan, çatışmadan, yumruktan başka ne çıkar o Meclis’ten...
Öyleyse soralım:
Niye yapılıyor bu?
*
Fatih Çekirge…
Evet, yukarıdaki yazıyı yılların yazarı Sayın Çekirge yazıyor.
Allah Allah, bu adam bu kadar mı……? Demeyin.
*
Gazetecilik öyle bir hale geldi ki; yazan değil yazdırana bakacaksın.
Yahu bu puştların başka bir amacı ve yaptığı iş var mı ki?
Beşir Beyin hayaline kapılarak onca zamandır açılım havariliği yapa yapa olup bitenleri görmedin sanırım.
Ama Kumrular’da kuduran şerefsizlerin baş ve leşten başka ne derdi olacak?
Onların baş dedikleri leş, leş dedikleri ise bu vatanın masum insanı ve kahraman yiğitleridir.
Sen de akıllanmayacak mısın Sayın Çekirge, bu kaçıncı zıplayışın?
***
