Bizim köylerin birinde bir Emin ağa vardı; oldukça hesapçı, malına sahip, çoluk çocuğuna karşı da hasis biriydi.

Ama çocukları yüzünden iflas eder, hanımı kahrından ölür ve memleketin tefeciliğiyle ünlü adamı bir gün icra memurları ile eve gelir.

Çaresizdir, gururu incinmiştir, tefeciye “Gurban olduğum tarlamı al, öküzümü al, sabanımı al, seslenmem ama şu köşede oturan anama dokunmayın. Anamınan oyun olmaz” der.

Geçenlerde açılım sefaletinin ilk adımı olarak otuz dört hain, ihanet velveleleriyle Habur sınırından girdiler.

Açılımın mahiyetini iyi bildiğim için ben şaşırmadım.

Korkacak kadar da yüreksiz biri değilim, mukaddesatımın uğrunda da her şeyimin alınmasına üzülmeyecek kadar da şerefliyim, çok şükür.

Ama beni üzen, bir anda her hücremi titreten, içimi sızlatan, hatta benzimi kül rengine döndüren, devletimin başbakanının bir gazetecinin sorusu üzerine “siz ümitli değimlisiniz, bu olaylar sizi ümitlendirmedi mi?” sorusunu tekrar gazeteciye yöneltmesidir.

İçişleri bakanının DTP nin başı ile gizli görüşmesi, adı “barış elçisi” konulan züppeleri karşılamak için sınırda dolaşarak program hazırlıklarını bizzat yapması.

Olay günü orada İçişleri bakanının müsteşarı ve adliyenin orada kurulması benim iç dünyamı yıktı.

Eğer bunlar muhalefetten korkmasalar bu memlekette bu gün Güney Kürdistanın kuzeyini kurdulardı bile.

Başbakanın bu olaylardan sonra“sizin babanız ödlümü?” diye C.Süreyyanın şiirini okumasına şaştım.

Sayın başbakan senin neyin öldü, neyin acısını biliyorsun söyler misin?

Senin armatör evladın yirmi gün askerlik yaptı, devletin valisi basın ordusu ile kışla kapısında karşıladı ve sen utanmadın bu manzaradan.

Senin neyin var millet ile müşterek olan; acın mı var, hatıran mı, hayalin mi var?

Bir zaman bu gün telin ettiğin –devleti yıkmaya cevaz verenlerin- dizinin dibinde Kemal ağabeynle birlikte köskenerek otururken, çıkardığın gömleğin sahiplerini kullanarak bir yerlere geldin

Hep milletin vicdanını imanını basamak yaptın ve en son yine Filistin şovlarını ibretle seyrediyoruz.

Halbuki sen, Türkiyeye gelen Filistinin seçilmiş başbakanını hava alanında vip salonuın bile uğratmada, görüşmeye cesaret edemeden apar topar geri gönderen kovan bir başbakansın.

O zaman çıkıp da bu gün efelendiğin İsrail’e “bu benim misafirim ve siz kjarışamazsınız” diyememiş birisin.

Seni çok iyi biliyoruz…

Eş başkanı olduğun BOP’un babalarının gönderdiği piçlere dua eden birisin.

Gazze’ye ağıt yakarken, Irak’ta katledilen milyonu aşkın Müslümanın kanının akmasına seyrettin, Buş dostuna, bir kere netçe karşı koyamadın

Hatta başına çuval geçirilen askerlere sahiplenemedin.

Büyük devletlere protesto olmaz sözünü de literatüre siz soktunuz.

Siz bu milletin bağrından çıkan kahraman değildiniz ve değilsiniz.

Siz kahraman edasıyla yıllarca milleti kandırdınız ve bu gün karakterinizi, zaaflarınızı ortaya koydunuz.

İşte açılımınız, işte marifetleriniz ve siz hala ihanet, sözüne öfkeleniyorsunuz.

Sayın başbakan, reisicumhur ve açılımın kapalı kutuları!

Bu milletin ekmeğiyle oynadınız sabretti…

AB kapılarında onuruyla oynadınız sabretti.

Ama bu millet anasıyla oynatmaz, oynayamazsınız.

Size göre nedir, nasıldır bilmem ama bu milletin bayrağı, birliği, istiklali, vatanı ve mukaddesatı anasıdır.