Keriz aldatması siyaset…
Devlet ve milletim imkânlarıyla tespit edilen anketlerin ışığında üretilen laflar…
Ve o lafları cam ekranlarda jestlerle mimiklerle süsleyerek anlatan lafazanlar….
Allah aşkına kim, iyice bakın kin onlar?
*
İslamcı bir hüviyetle yaşanan bir hayatı üzerinden çıkartıp gömlek gibi fırlatarak…
İmanını gayesini özetlediği bir fikri “artık o gömleği çıkarttım” diye böbürlenen…
Ve henüz icraata başlamadan belki de çıkardığı gömlekten dolayı giydirilen cüppe ve ilk defa bir Türk’e verilen “üstün cesaret belgesi, plaketi, madalyası”…
Dikkat edin, yıllarca çığlıklarında mason dedikleri “Demirel” bile bu payeye layık görülmedi…
*
Sonra şerefle anlattığı, ballandırarak, övünerek nutuklarında dile getirdiği BOP eşbaşkanlığı…
“Bize BOP eşbaşkanlığı görevi verilmiştir”. Dedikten sonra Kuzey Afrika ve Orta doğuda bir medeniyet projesi olduğundan bahsediyor.
Sonra il görev yeri Irak…
“Bu gün Irak’a müttefiklerimiz girdi, inşallah sağ salim evlerine dönerler” diye dualar ediyor…
*
Milyonu aşkın insan katlediliyor, ırzları çiğneniyor…
İmam-ı Azam, Hazreti Ali, Hazreti Hüseyin gibi zevatın merkatına bombalar yağıyor…
Kuzeydeki kırmızıçizgiler kalkıyor, bir Kürdistan yaratma gayreti başlıyor…
Ne kadar münafık, pul ve putperest, omurgasız varsa oraya akın ediyor, boy boy binalar yükseliyor…
Ve o adamla avaneleri davet ediliyor, müzik eşliğinde oturak alemleri düzenleniyor…
Yol boyu “Güney Kürdistan” yazılarının altından sırıtarak, yılışarak utanmadan geçerken yanındaki peşmerge başına…
“Ulan bura Güney Kürdistan ise Kuzeyden kastınız nedir, diye sormuyor, soramıyor…
Çünkü ona tevdi edilen BOP projesinin bir parçasıdır.
*
Mısıra gidiyor Mısır’da katliam, Cezayir’e gidiyor Cezayir’de katliam, Libya’ya gidiyor Libya’da katliam, Suriye’ye gidiyor Suriye’de katliam…
BOP’un esas başkanı eşbaşkanını işaret fişeği gibi gönderdiği yeri yıkıyor…
BOP projesi yoluna eşbaşkanın himmet ve gayretleriyle katledilen Müslüman sayısı milyonlara ulaştı ve hala o adam masum sayılıyor…
*
Yandaşları devletin kasalarından kendi menfaatlerine hırsızlık, hainlik koymayıp yaparlar…
Dünkü veledler gemi filolarına büyük iş yerlerine sahip olurken hala benim saf Müslüman kardeşim eskiye hırsız bunlara dürüst, diye oy vermeye devam ediyor…
*
Uhut savaşını hatırlayın…
Savaş başlamadan peygamber efendimiz bir okçu müfrezesini dağın göğsüne yerleştirerek “kesinlikle burayı terk etmeyin, bu savaşın bir gereğidir” talimatını veriyor.
Savaş başlıyor, düşman yenilmek üzere, kaçmaya başlıyor…
Ama oradaki Müslüman müfreze kaçan düşmanı ve gerideki kalan ganimetleri görünce dayanamıyor, yerlerini terk ederek dünyalıklara hücum ediyor…
Arkadan saran düşman o boşluktan girip savaşı kazanıyor ve efendimizin dişini şehit ediyor…
*
Kendini bir gayeye bir davaya bir imana adadığını iddia eden dava adamı!
Bu savaşın hikmetini idrak etmen gerekir, ahmaklaşma, aptallaşma, münafıklaşma…
Bu savaştaki hikmete bak,
“Eğer siz savaş halinde iken, mücadele anında iken dünyalıklara meyleder, nefislerinize uyarsanız ve görevinizi terk ederseniz başınızda peygamber bile olsa yenilirsiniz…”
Bu mesajı alamayan Müslümanlar, uşaklaştı, yüreksizleşti, haysiyetsizleşti ve kendi içlerinden seçilen birileriyle kendilerini katletti…
Bir avuç Yahudiye karşı zillete düştü, zelil oldu…
Ne anlayacak kadar akla, ne ağlayacak kadar vicdana ne de savaşacak kadar cesarete sahip…
Ama onlar Müslüman….