Bir kişi eline silah alsa ceza alır.
Kaza ile yaralasa ceza alır.
Kasten öldürse daha büyük ceza alır.
Planlayarak öldürse daha da artar.
Silahla birinin bir malını alsa gaspa girer.
Cephe de düşman öldürse kahraman olur.
Ama silah aynı silah.
*
Ben belediyelerin imar çalışmalarından bahsedecekken aklıma geldi de yazdım.
İmar silahı ellerinde.
Kaçaklara izin veren bunlar değil mi?
Her binaya “tamam” sağlam diye imza koyan bunlar değil mi?
*
Şehrin her tarafını zeminine bakmadan imara açan bunlar değil mi?
Dere yataklarını binalarla dolduran bunlar değil mi?
Alttan döşenen bir büze güvenerek depremde kırılacağını…
Veya büyük bir selde tıkanıp etrafı mahvedeceğini düşünemeyen beyinsizler bunlar değil mi?
*
Bir gecekondu yerine elli yüz kata kadar çıkma izni veren bunlar değil mi?
Yeşil alanlara kadar rant için imara açan bunlar değil mi?
Bir devlet memurunun ulaşamayacağı bir hayat seviyesine ulaşanlar da bunlar…
Daha ne?
Ama sorumlu olan ortada yok…
*
Ya siyasetçiler?
Seçimlere girerken sağlam ve çürük demeden hepsine hukuki hak tanıyan bizim siyasetçiler değil mi?
Eşini dostunu müteahhit yapıp besleyen onlar değil mi?
Torpil ve rüşvete göz yuman onlar değil mi?
Ama yıkılan evlerin vebali ölenlerde kalıyor.
*
Adalet Partisinin Kalkınma Partisinin bir önemli bakanı ne diyor?
Benimde müteahhidi olduğum binalarda çürük olabilir.
Niye beyefendi?
Çünkü denetim yasasından önce yaptım…
*
İşte mantığın fışkısı bu.
Ulan denetim yasası yoktu da bu gün fiyaka sattığınız oy için kullandığınız iman da mı yoktu?
Vicdan da mı yoktu?
Allahtan da mı korkmadınız..
*
Beyler yıkılan binalardan…
Denetim sonucu çürük çıkan binalardan imzası olan herkes sorumlu tutulmalı, cezalandırılmalıdır.
Aksi halde yıkıntısında ölenlerden tutunda, rızkını kesip ev alan herkesin vebali bu günkü adaletin ve yönetimin sırtında bir kambur olacaktır.