Bu ülkede İmralı puştunun adı anılmazdı…
Bir de baktık ki, sayın başbakan “Sayın Öcalan” dedi, mahkemeden tazminata mahkûm oldu.
Sonra AB den sorumlu Devlet Bakanı “sayın” dedi…
Bu kıymet nerden ve neden kaynaklanıyor?
Bu ülkede Türk Bayrağının yerine başka bayrak konulamazdı.
Kıbrıs’ta bir Rum askeri bayrağı indirip yerine Rum bayrağı çekmek istedi…
Alnından kurşunu yiyip direkten sıyrılıp indi can havliyle ve geberdi gitti…
Ama her ne sebeptense Taksim Meydanında Kürdistan paçavrası bayrak yerine dalgalandırılıyor tıs yok…
Aman ha açılım gölgelenmesin…
Seçim kuruluna vekillik için müracaat ediyor PKK lılar…
Evrak eksik, şartlar yetersiz, diyorlar ve ortalık kan götürüyor.
Hemen toplanıp bir çözüm aranıp bulunması iççin reisicumhura kadar devreye giriyor.
Ve bir çözüm bulunarak gereği yapılıyor.
Seçimi kazanan bir milletvekilinin durumu ile ilgili seçilmeye engel durum ortaya çıkıyor.
Hemen acil mahkemeler kuruluyor, toplama çıkarma, çarpma, bölme işlemleri neticesinde mahsuplaşılarak çözüm bulunuyor.
Ama PKK lı olmayanların meclise girip giremeyeceği tartışılıyor.
Başbakana meşenin dallarının neresine battığını soran beylere meclise girsin diye uğraşanlar…
Sittir çalanlar girsin diye uğraşanlar.
Bir komutanın ayağa kalkmamasından dolayı mecliste olmasını hazmedemiyor, gururlarına dokunuyor…
Zannedersem AB enjeksiyonunun sonucu yeni tanımlanan bir gurur şeklidir.
Şimdi de yemin krizi başlıklarda dolaşıyor.
BDP liler Türk ve Atatürk kelimelerini kullanmak istemiyormuş.
Taksimde Atatürk anıtının üzerine çıkıp, İmralı puştunun resmiyle kapatarak şov yapanlar isterler, çok değil ve şaşmam.
O manzaraya rıza gösterip açılımın zarar görmemesine gayret edenler de bir çözüm bulurlar, ona da şaşmam.
Geçenlerde Koca reisi ziyarete gittiğimde söz PKK lılara gelince adamın nevri döndü…
Yazılamayacak şeylerden sonra “ulan bunlar Hindistan inekleri gibi gendini mugaddes mi sayıyorlar” dedi
Ben de gülerek “onlar gendini değil, onları mugaddes sayanlar var” deyince, ok yaydan çıktı ve salladı gitti Koca Reis…
Türk kelimesini atalım…
Atatürk’ü atalım…
Bayrağı çoğaltalım…
Özerklikle bölünmeye kapı açalım…
Ülkemin bir parçasına girmemiz yasak olsun…
O bölgede devletin kendi bile riskli olsun…
Kör olalım görmeyelim, susalım konuşmayalım, sonunu düşünmeyelim…
Yeterki açılıma zarar gelmesin…