Ülkenin bir sınırında terör odaklanmış, kamplar kurmuş, gümrüğünü oluşturmuş, bir devlet edasıyla kaçakçılık yapılıyor.
Orada yaşayanlar biz kaçakçılığı yapıyoruz ve yapacağız diyor.
O bölgede emniyet güçleri kaçakçılığa göz yumuyor.
Kaçakçılıktan terör örgütünün beslendiği de biliniyor…
Ama kimse bu konuda konuşmuyor, konuşanları da malum medyadaki lağım fareleri adeta fırçalayarak susturuyor.
*
Geçin Anadolu’ya…
Emniyet güçleri baskın üstüne baskın yapıyor…
Kaçak giren malları ne kadar alan satan varsa hepsi kodese…
Mahkemeler kaçakçılık suçuyla yargılıyor, ceza veriyor…
Biz genelkurmay başkanının tutuklanmasını, Kılıçdaroğlu’nun fezlekesini konuşuyoruz…
İşte nur topu gibi gündem, öpe öpe seve seve otururun..
*
Heronlar geçişleri tespit ediyor, tam terör bölgesinde…
Bombalanıyor, 35 kişi ölüyor.
Terör örgütü filen orayı işgal ediyor…
Güvenlik güçleri giremiyor, sekiz kilometre beride ülkenin ana muhalefet liderini bırakıyor ve başının çaresine bakmasını söylüyor.
Çıkıyor çakallar “ülke fiilen bölündü… Bakanlar gelmesin… Herkes silahlı… Burası Kürdistan Devleti… Bayrağımız işte, toprağımız işte, milletimiz işte… vs. “isyan sözleri ve eylemleri yapıyor.
Ve biz bütün enerjimizi bütün gayretimizi, bundan yıllar önce dört dangalağın bir araya gelerek iktidarı dağıtma teşebbüsüne harcıyoruz.
*
Meclisin kürsüsüne kurşun bırakana…
Şu andan itibaren Türkiye bölündü, diyene…
Meşenin dalları nerenize battı, hadi sittir, diye hükümete sövene…
Özerklik yetmez devlet kuracağız, diye haykıran aşufteye…
İkinci açılım planlarını hazırlığını yapmakla meşgulüz…
*
Bir mevcut örgüt bütün şartlarını tamamlayarak bir devlet kurma hesabını yapıyor.
Bunu fiiliyata geçirmiş, bayrağını gösteriyor, toprağını gösteriyor ve oraya devlet bile yanaşamıyor…
O bölgede elektrik yakıyor parası alınamıyor, devlet memurunu gönderip vergisini alamıyor…
Ayrı bir milletin özelliklerini devlet kendi imkânlarını kullanarak demokrasi namına hazırlamaya çalışıyor.
Bunlardan biri hakkında tutuklama yok, fezleke yok, demokratikleşme adına serbest…
Ama dört dangalağın yazıp çizdikleri henüz eyleme dönüşmediği halde demokrasi ihlali diye, genelkurmay başkanına kadar tutuklanıyor, ana muhalefet liderine kadar fezleke gönderiliyor…
*
Dikkat edin…
Birisi iktidara yönelik teşebbüs…
Öteki vatanın milletin bölünmesine yönelik fiili eylem…
*
Ve biz, geçmişteki mahkemelerin düzeni kurtarmak için yaptıklarından bahsediyoruz.
BU gün idam serbest olsa bu davalardan ne kadar idam çıkardı?
Öyle anlaşılıyor ki, iktidara yönelik suçlar vatana millete yönelik suçlardan daha önemli…
*
Siz merak etmiyor musunuz?
Yahu biri içeri girip oturanlara hadi gidiyoruz dediğinde, çocuk “tamam” diyebilir, deli bir ekmeğe ”tamam” diyebilir, bir hayvan gösterilen yem için tamam diyebilir…
Ama aklı başında birisi “Yahu tamam da nereye gidiyoruz” diye sormaz mı?
Gittiği yeri merak etmeden, düşünmeden herkesin arkasına düşüp giden nasıl bir adamdır Allah aşkına?
İSTANBUL HABER AJANSI