Kahramanmaraş'ta 6 Şubat'ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetlerindeki depremlerinde ardından Türkiye'de birçok ilde deprem paniği oluştu. Fay hattı üzerinde bulunan İzmir’in yapı stoğunun niteliği de konuşuluyor. İzmir’de olası depremin olası sonuçlarına ve bununla birlikte neler yapılabileceği ile ilgili İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar açıklamalarda bulundu.
Duvar'dan Emirhan Durmaz'ın haberine göre; 2020'de gerçekleşen depremin merkezden yaklaşık 70-80 kilometre kadar uzakta meydana geldiğini anımsatan Ayatar, “Sisam açıklarında meydana gelen ve merkezden bu denli uzakta olan deprem dahi Bayraklı ve Bornova’da ciddi yıkıma neden oldu. Esasen bunu merkezde meydana gelecek bir depreme kıyasla, bir uyarı depremi olarak nitelendirebiliriz. Ancak bu nitelikteki depremin dahi bugün halen sorunları çözülebilmiş değil” diye konuştu.
'MARAŞ DEPREMİNDEKİ HASAR OLUŞABİLİR'
Tahminlere ve kabullere dayalı olarak yüzde 60-70 oranında dayanıksız binadan bahsedildiğini aktaran Ayatar, “İzmir’de Maraş büyüklüğünde bir deprem beklenmese dahi oluşacak hasar o bölgeye yakın düzeyde olabilir. Dolayısıyla beklenen hasar hiç azımsanacak ölçekte değil. Ancak, esas konuşulması gereken bu oranlar değil, onların hangi binalar olduğunun tespit edilmesidir” ifadelerini kullandı.
‘ÜCRETSİZ BİR ŞEKİLDE ÖN İNCELEME YAPTIRABİLİNİR’
İzmir’de yapı stoğuna ilişkin gerekli bilgileri sunacak olan envanter çalışmalarının yürütüldüğünü ve çalışmaların İzmir’de görece daha iyi seyrettiğini dile getiren Ayatar, “İzmir Büyükşehir Belediyesi yeni bir çalışma başlatmış durumda. Ücretsiz olarak hizmette olan uygulama ile bina bazında ön inceleme yapılmakta olup tüm ilde başvuru alıyor. Bu uygulama ile muhakkak detaylı olarak incelenmesi gereken binalar tespit edilebilecek” diye konuştu.
‘TÜM SİSTEMİ BAŞTAN KURMAMIZ GEREKİYOR’
Denklemin bir ucunun yapı niteliği iken diğer bir ucunun ise afet koordinasyonu olduğunu belirten Ayatar, “On binlerce insanımızı bölgeye ulaşamamaktan dolayı kaybettik. 2023 yılında bu durumu yaşamak çok acı bir şey. Bu sebeple oturup her şeyi baştan düşünmemiz, sistemi baştan kurmamız gerekiyor. Kamu kaynaklarının, devlet imkanlarının yönlendirilmesi lazım. Siyasi ilişkileri bir kenara bırakıp merkezi irade ve yerel yönetimlerin meslek odaları ile işbirliğine gitmesi ve bilimin referans alınması gerekiyor” dedi.
‘MÜHENDİSLİK MERKEZE ALINMALI’
Mühendisliğin sadece ruhsatta imza ile değil, hak ettiği yerde olması gerektiğini vurgulayan Ayatar, “Yapı inşalarında tam zamanlı şantiye şefi gerekiyor. Bunun yanı sıra ustaların ve müteahhitlerin yetkin hale getirilmesi, yetki mühendisliği gerekiyor. Bu bağlamda mühendisliğin merkeze alınması ve tabii ki iyi bir denetim gerekiyor” dedi. Öte yandan, sürekli depremlerin kendisini konuştuğumuzu hatırlatan Ayatar, “Nerelerde deprem olacağı ve nereleri etkileyeceği artık bilinen bir şey. Bizim artık depremin kendisinden ziyade yapı güvenliğini konuşmamız lazım. Elbette konu birçok meslek ve disiplini içeriyor. Ancak, yer bilimciler dahi ‘artık biz susalım inşaat mühendisleri konuşsun’ dediler. Bu konuya dikkat edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
İstanbul Haber Ajansı