6 Şubat felaketi 10 ilde ağır yıkım yaşatırken on binlerce insan yaşamını yitirdi. Binaların moloz yığınına döndüğü felaketin ise bir raporda daha açık açık geliyorum dediği ortaya çıktı.
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürü Vedat Yanık, TÜBİTAK, AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile 2 yıl içinde diri fayların haritasının tamamının çalışmasının bitirileceğini söyledi. MTA Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanı Bahadır Şahin, MTA'nın 2008'de Kahramanmaraş için hazırladığı raporu anımsatarak, "Kahramanmaraş çalışmasının içerisinde Doğu Anadolu Fayı'nın 7 ve üzerinde bir deprem üreteceğine, böyle bir risk olduğuna dair ifade açık açık yazılmıştır" dedi.
Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin Sonuçlarının Bütün Yönleriyle Araştırılması, Depreme Dirençli Yapı Stokunun Oluşturulması ve Kentsel Dönüşüm Uygulamalarının Etkinliğinin Artırılması İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, Veysel Eroğlu başkanlığında toplandı.
'450 FAYIN VARLIĞI SÖZ KONUSU'
Eroğlu, jeolojik etkiler, kentsel dönüşümün hızlandırılması, tespitler, çürük ve riskli binaların tespiti, bina stokunun belirlenmesi gibi çalışmaların çoğu ilde olmadığını söyledi. Şehirlerin depreme dirençli hale getirilmesi için bütün illerin eylem planı hazırlaması için söz konusu illere yazı gönderilmesini teklif etti.
MTA Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanı Bahadır Şahin, Anadolu medeniyetlerinin başındaki belalardan birinin deprem olduğunu kaydetti. MTA'nın ilkini 1992'de ikincisini 2013'te yayımladığı, "Türkiye'nin Diri Fay Haritası"nın, Anadolu'nun batıya doğru hareketinin faylarla ilgili karşılığını oluşturduğunu ifade etti. Bu harita üzerinde 485 fayın işaretlendiğinin bilgisini veren Şahin, bu fayların bir kısmının Türkiye sınırlarının dışında olduğunu söyledi.
Söz konusu fayların 5 ve üzeri deprem üreten faylar olduğunu kaydeden Şahin, "Türkiye'de 450'ye yakın deprem üreten, ağır hasar meydana getiren fayın varlığı söz konusu" dedi.
'BAKANLIĞA BİLGİ VERİLDİ'
Türkiye'de 172 fayın tüm kimlik bilgilerini ortaya çıkardıklarını belirten Şahin, üniversiteler ve AFAD tarafından da yapılan çalışma olduğunu hatırlatarak, "Son günlerde TÜBİTAK ile birlikte bütün çalışmaların derlenmesi toparlanması, 2-3 yıl içerisinde tamamının bitirilmesi noktasında bir inisiyatif alındı" diye konuştu.
Şahin, Kahramanmaraş merkezli depremler sırasında haritada daha önce yüzey kırığı oluşturmamış yeni kırıkların meydana geldiğini, bazı kırıkların uzadığını, boyutlarının değiştiğini gördüklerini aktardı.
Depremden sonra sıvılaşma konusunun gündeme geldiğini ifade eden Şahin, Ulusal Deprem Stratejisi 2023 kapsamında Türkiye'nin bütün alanlarının tek tek sıvılaşmaya yatkınlık sahibi olan formasyonlarını haritaladıklarını bildirdi. Şahin, sıvılaşmaya yatkınlık haritalarıyla ilgili deprem bölgesiyle alakalı haritaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na iletildiğinin bilgisini verdi.
FELAKET 2008'DE RAPORLANMIŞ
MTA'nın eski yıllarda il bazında yaptığı birtakım çalışmaların olduğunu anımsatan Şahin, MTA'nın 2008 yılında Kahramanmaraş Valiliği'nin talebi üzerine hazırladığı raporu anımsattı. Şahin, şunları söyledi:
Kahramanmaraş çalışmasının içerisinde Doğu Anadolu Fayı'nın 7 ve üzerinde bir deprem üreteceğine, böyle bir risk olduğuna dair ifade açık açık yazılmıştır. Bu çalışmada Kahramanmaraş'ın jeoloji, diri fay haritası, sıvılaşmaya yatkınlık haritası gibi bir kentin gelişimiyle ilgili karar verme sürecinde yarar sağlayacak her türlü bilgi mevcuttur. Yerel yönetimlerin uzman yer bilimci, şehir planlamacısı, mimar, inşat mühendisi gibi ciddi ciddi uzmanlaşmış ekiplerini kurması gerekir. MTA rapor haline getirdikten sonra okunmasında da aksaklıklar oluyor.
HDP Batman Milletvekili Necdet İpekyüz'ün Kahramanmaraş raporuna uyulup uyulmadığını sorması üzerine MTA Genel Müdürü Vedat Yanık, "Uyulmamış, uyulsaydı bu şekilde olmazdı" dedi.
MTA'nın TÜBİTAK, AFAD, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile 2 yıl içinde diri fayların haritasının tamamını bitireceğini belirten Yanık, "Öncelik sırasına göre nüfus yoğunluğu, fayın periyodu gibi sırlama yapılıyor. Öncelik sırasına göre başlayacağız ikinci yıl hepsini bitireceğiz, mevcut diri fayların hepsinin harita çalışması tamamlanacak" ifadesini kullandı.
'İKİNCİ DEPREM YIKICILIĞI ARTIRDI'
Milletvekillerinin, fay hatları üzerindeki yapılaşmasına ilişkin sorusu üzerine Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinden örnek veren Yanık, "Gölbaşı'nda fay üzerinde hiçbir bina kalmamış, 200 metre sağında ve 200 metre solunda binalar hasar almış ama ayakta durmuş. Bu fay sakınımı hattının belirlenmesi için bir örnek. Bu aralıkta demek ki bina yapmayacaksın. İmkan varsa şehirlerimizi zemini daha sağlam yerlere yapmak zorundayız. İmkan yoksa orada o zemine uygun yükseklikte ve sağlamlıkta bina yapmamız lazım" dedi.
MTA Jeoloji Etütleri Dairesi Başkanlığı Aktif Tektonik ve Deprem Araştırmaları Koordinatörü Selim Özalp, Kahramanmaraş merkezli depremlerde ilk depremden 9 saat sonra 7,6 büyüklüğünde ikinci depremin meydana geldiğini anımsattı. Bunun pek çok bilim insanı için olduğu gibi kendileri için de sürpriz olduğunu belirten Özalp, "İkinci bir deprem bekliyorduk ama kısa sürede olması beklenen bir şey değildi. Benim bildiğim sadece 1976'da Çin'de yaklaşık 16 saat sonra meydana gelen deprem var. Onun dışında bilinen deprem yoktu, gerçekten bu yıkıcılığı daha da artıran unsur oldu" ifadelerini kullandı.
SAVRUN VE MALATYA RİSK ALTINDA
Deprem sonrası Savrun ve Malatya fayına yük bindiğinin, stresin buralarda arttığının söylendiğini belirten Özalp, "Depremlerden sonra dolayısıyla buralar da risk taşımaya başladılar. Ne zaman olacağıyla ilişkin bir şey söylemek zor. Daha detaylı çalışmaların yapılması lazım. 1999 depreminden sonra Marmara'da deprem olacağı söyleniyor fakat aradan 30 yıl geçti. Her geçen gün risk artıyor, bunu söyleyebiliyoruz. Önleme anlamında buralarda güçlendirilme çalışması yapılması lazım" diye konuştu.
Deprem sonrası faylar üzerine yaptıkları çalışmalardan gözlemleri aktaran Özalp, Kırıkhan merkezde 1 metreye yakın atım gözüktüğünü söyledi. Özalp, "Nurhak'ın kuzeyindeki alanda fayımız soldan sağa doğru hareket etmekte. Fayın etkisiyle 360 santimetre sol tarafa ötelenmiş durumda. Yine Pazarcık yakınlarında 4,5 metreye yakın ötelenme ölçülmüş durumda. Ekinözü tarafında bir köy yolunda 9 metreye yakın ötelenme görmekteyiz" dedi.
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Kağan Kadıoğlu, Kahramanmaraş merkezli depremin haberini aldıktan sonra ağlamaya başladığını belirterek, "Doğu Anadolu Fayı'nın üzerinde 7,7 demek kıyamet demekti" sözlerini sarf etti.
"Bazı insanların Japonya'da 9 büyüklüğünde deprem oluyor bir şey olmuyor" dediğini belirten Kadıoğlu, bu depremlerin okyanusun içerisinde olduğunu söyledi. Kadıoğlu, "Bu benim göbeğimin içerisinde oluyor. O kadar sığ ki yıkıcı etkisi kıyamet" ifadesini kullandı.
Hatay'ın Altınözü ilçesine bağlı Tepehan Köyü'nde 35 dönümlük zeytin bahçesini ortadan ikiye bölen yarık oluştuğunu anımsatan Kadıoğlu, buradan ölçüm aldıklarını yer radar çalışması yaptıklarını söyledi. Kadıoğlu, buradan fay geçmediğini, söz konusu yapının 1,5 metre kalınlığında gevşek dokunun tarım arazisine uygun killi topraktan oluştuğunu kaydetti. Kadıoğlu, söz konusu bölgede yağmurlu mevsime geçildiği zaman kayma işleminin devam edeceğini, bu konuda belediye başkanını uyardığını, alanın imara açılmamasını ve insanların oradan uzaklaştırılmasını istediğini vurguladı.
Pazarcık ilçesinin hemen altında yer alan, "Kartal Kaya Baraj kapakları yıkıldı" haberini alır almaz öğrencileriyle bölgeye gittiğini belirten Kadıoğlu, baraj kapağında ve yol boyunca çalışma yaptığının bilgisini verdi. Kadıoğlu, baraj kapağında düşey yönde bir kırığın olmadığını, ancak dolusavak üzerinde kırık tespit ettiklerini aktardı. Kadıoğlu, "Dolusavak o titretişimden dolayı kendi kendini doldurmuş. Karayolları da hemen gelip orayı doldurmuş. Oraya baktığımızda onun içerisinde kılcal çatlaklar tespit ettik. Baraj dolu olduğunda bizim tarafımızdan bir kez daha ölçülmesinde yarar görüyorum" dedi.
'ASİ NEHRİ'NİN ÇEVRESİNDE SAKLI BİR ROMA ŞEHRİ VAR'
Kahramanmaraş ve Antakya'da arazide hiç hasar görmeyen, az, orta ve ağır hasar gören binalardan beton örnekler aldıklarının belirten Kadıoğlu, dere kumu kullanılmasının hatalı olduğunu, gelişmiş ülkelerin dünyada bunu uygulamadığını vurguladı.
Antakya'da 60 bin metrekareyi 2007 yılında taradığını anımsatan Kadıoğlu, "Asi Nehri'nin sağında ve solunda saklı bir Roma şehri var. Bu tarihi zenginlikleri çıkardığımız zaman en zengin turist kaynağı olacak burası. Arekolojik sit alanı ilan edelim. Nitelikli yapı kalsın ama niteliksiz olanları yapmayalım bir daha. Orayı kazalım, bu güzelliği ortaya koyduğumuz zaman oranın değeri artar. O insanlarımıza da böyle sahip çıkmış oluruz" dedi.
Gaziantep Kalesi'nin yıkılmasına ilişkin de konuşan Kadıoğlu, 6 bin yıllık höyüğün üstünde 2 bin yıllık bir kale olduğunu, höyüğün bir tarafının kayadan, bir tarafının ise dolgu topraktan oluştuğunu söyledi. Kadıoğlu, dolgu topraktan olan kısmın yıkıldığını dile getirdi.
Depreme ilişkin önerilerini sıralayan Kadıoğlu, şöyle konuştu:
Fay hatları üzerine ev yapılmamalı. Fay hatlarını haritalandıran MTA'daki jeoloji mühendisleri. Bu arkadaşlar gerektiği zaman dağlarda yatıyor. Bu arkadaşların harcırahlarını artırmamız gerekiyor. Eski binaların beton kalitesini belirlemek için mutlaka beton petrografisi yapılmalı. Biz çabuk unutuyoruz. Bir sürü yıkılan binalarımız oldu. Benden sonraki neslin görmesi lazım. Yıkılan binaların bir tanesini muhafaza edelim, etrafını çevirelim üzerine 'unutma' yazalım. 'Bu binanın da hatası buydu' yazalım.
Bu sözler üzerine Deprem Araştırma Komisyonu Başkanı Veysel Eroğlu, "Bazı mozaiklerin ortaya çıkmasını hemen yazalım bakanlıklara, Cumhurbaşkanlığı makamına bildirelim. Arkeolojik sit alanı ilan edilsin bu alan" ifadelerini kullandı.
İstanbul Haber Ajansı