Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Ayasofya Camii'nin geçirdiği tarihi süreci ve dönemsel olarak yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu. Kahraman, "Amerika, Ayasofya'nın müze yapılması için o günkü hükümete baskı yapmıştır. Dönemin yöneticileri de bu hatayı işlemiştir" dedi.
'Devlet olmanın sembolüdür" diyerek Ayasofya Camii'nin önemini vurgulayan Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Ayasofya Camii'nin tarihi süreçte yaşadığı değişimi ve Dünya Kiliseler Birliği'nin iskele kaldırma kararına rağmen teklif ettiği maddi desteğe yönelik değerlendirmelerde bulundu.
"6. Paul geldiği ilk gün Ayasofya'yı ziyaret etmek istediğini söyledi"
Eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman, "Ayasofya bizim baş camimizdi. Bizans zamanında da başkiliseleriydi. Fatih, genç yaşında İstanbul'u almak için bir gayrete girmişti. İstanbul almak Fatih'e nasip oldu. Fetih sonrası Fatih Sultan Mehmed doğruca Aksaray- Beyazıt üzerinden Sultanahmet'e geldi. Atından inerek beyaz kaftanını serdi ve iki rekat şükür namazı kıldı. Günlerden salı ve ikindi vakti. Ayasofya hür olmanın, bağımsız olmanın başlı başına bir devlet olmanın sembolüdür. 86 yıl zincirlendi. Papa 6. Paul, Türkiye'ye gelen ilk Papa'dır. Papa'ya 1967 senesinde büyük alaka gösterdiler. Papa İstanbul'a geldiğinde bütün devlet büyük bir karşılama yaptı. 6. Paul geldiği ilk gün Ayasofya'yı ziyaret etmek istediğini söyledi. Salı günü ikindi vaktini kasten seçti. Fatih'in 2 rekat namaz kıldığı yerde hemen diz çöktü, dua edeceğini söyledi. Bu bir özlemin giderilmesi için yapılan bir hareketti. Biz ezelden beri Ayasofya'nın açılması için faaliyetlerde bulunuyoruz ancak Tayyip Bey'in gelmesiyle açıldı. Ayasofya'yı açtırmazlardı. Amerika öteden beri Osmanlı'nın da Türkiye Cumhuriyeti'nin de karşısında bir tavır takınır. Bizim inancımıza hürmet noktasında en geride kalanlardandır. Amerika, Ayasofya'nın müze yapılması için o günkü hükümete baskı yapmıştır. Dönemin yöneticileri de bu hatayı işlemiştir. İdrak ötesi bir hadisedir. Dünya bırakmıyor. Amerika'sıyla, kurdukları derneklerle, Dünya Kiliseler Birliği ile. İnşallah 86 yıllık hasret bir daha tahakkuk etmeyecektir" dedi.
"Siz gidin surları yapın biz Ayasofya'yı yaparız"
Sözlerine devam eden Kahraman, "O dönem Kültür Bakanıyım. Ayasofya tamire alınmış. Onca zaman geçmiş olmasına rağmen iskele hala duruyor. Sorduğumuzda ise tamirat deniliyor. Camideki işleri yapan şirket, sene başına takvim çıkarmıştı. Ayasofya'nın minaresiz kilise resmi. Yunanistan'da "gelecek yılda Ayasofya'da" diye yılbaşı tebrikleri basılırdı. İskelenin söküleceğini söyledim. Aynı hafta içerisinde Dünya Kiliseler Birliği'nden bir heyet geldi. Ayasofya'nın paratonerlerini yapmak istediklerini söylediler. "Bu eseri korumamız lazım size 5 milyon Lira ödeyeceğiz" dediler. Biz de karşılık olarak "bizim paratoner yapacak paramız var. Surlar da korunması gereken tarihi eserlerdir. Surları yapın" dedik. Bir hafta sonra bir başka heyet geldi. Bu kez de "kubbeyi bakırlayalım, yan kubbeleri destekleyelim. 50 milyon dolara kadar destek verelim" dediler. Biz de, "siz gidin surları yapın biz burayı yaparız" cevabını verdik. Bu olayların ardından Sincan'da tanklar yürüdü. Sen mi Ayasofya diyorsun, sen mi borç almayarak tefecilere zarar veriyorsun, sen mi manevi değerlere ehemmiyet veriyorsun? Sincan'da tanklar yürüyor, neden mi? Türkiye'nin gelişmesini istemedikleri için maneviyata ehemmiyet vermek istemiyorlar. Allah devletimize milletimize zeval vermesin" diye konuştu.