Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Arıtma Çamurları Laboratuvarı'nda geliştirilen gazlaştırma teknolojisi, 1 kilo kuru atık çamurdan 1 KWh elektrik enerjisi ve 1,2 metreküp sentez gazı üretimini sağlıyor. Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol, bu yöntem ile kırsal alanlarda enerji ihtiyacının düşük maliyetlerle karşılanabileceğini söyledi.
Günümüzde giderek artan enerji ihtiyacının karşılanması için fosil yakıtlar birincil enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Ancak fosil yakıtın çevreye olan olumsuz etkileri değerlendirildiğinde alternatif enerji kaynakları olarak güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve jeotermal enerji gibi kaynaklara gösterilen ilgi giderek artıyor. Tüm bu sistemlerin yanında gazlaştırma teknolojisi de hem verimliliği hem de çevre dostu olması sebebiyle alternatif enerji kaynaklarından biyokütleden enerji eldesinde yerini almaya başladı. Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Arıtma Çamurları Laboratuvarında da araştırmacılar çalışmalarını gazlaştırma teknolojisi üzerinde yoğunlaştırdı. Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azize Ayol ve ekibi TÜBİTAK 1001 projesi kapsamında geliştirdikleri yöntem ile biyokütleden hidrojen içeriği zengin sentez gaz üretti.
Dört ailenin elektrik ihtiyacı
DEÜ Çevre Mühendisliği Bölümü Arıtma Çamurları Laboratuvarında yürüttükleri çalışmaları anlatan Prof. Dr. Azize Ayol, "Laboratuvarımızda arıtma çamurlarından gazlaştırma teknolojisi ile elde ettiğimiz iyi kalitede sentez gazını enerji üretmek amacıyla kullanımı ile ilgili çalışmalar yürütüyoruz. Projemiz dünyada doğrudan önemli miktarlardaki arıtma çamurunun gazlaştırma potansiyelinin araştırıldığı sayılı projelerden biridir. Atıksu arıtma tesislerinde oluşan ve bertarafı gereken çamuru hammadde olarak alıp gazlaştırma teknolojisi ile farklı amaçlarla yeniden kullanımını sağlıyoruz. Yaptığımız çalışmalarda bir kilogram kuru arıtma çamurundan 1KWh elektrik enerjisi ve 1,2 metreküp hidrojence zengin sentez gazı elde ettik. Bu sistemin 24 saat aralıksız çalıştırılması mümkün. Biz pilot tesisimizi 12 saat boyunca aralıksız işletebiliyoruz. Arıtma çamurundan günde yaklaşık 20KWh elektrik enerjisi üretebiliyoruz. Bu da 4 ailenin elektrik tüketiminin karşılayabilecek bir miktardır" dedi.
Yeni projelere kaynak oldu
Tamamlanan projenin yeni projelerin ortaya çıkmasını sağladığını belirten Prof. Dr. Azize Ayol, "Üniversitemiz Çevre Mühendisliği Bölümü ve Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleri ile İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Çevre Mühendisliği Bölümü öğretim üyeleriyle birlikte TÜBİTAK 1001 desteğinde ortak bir proje yürütüyoruz. Projemiz, Makine Mühendisliği Bölümü'nden Prof. Dr. Can Özgür Çolpan ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Çevre Mühendisliği Bölümü'nden Doç. Dr. Atakan Öngen ile birlikte yürütülmektedir. Geliştirdiğimiz yöntem ile doğrudan arıtma çamuru, zeytin prinası ya da yeşil atıklardan farklı karışımlar oluşturarak özellikle hidrojen ve metan içeriği çok yüksek gaz elde ediyoruz. Doğrudan arıtma çamurunu gazlaştırarak arıtma çamurunun katı kalıntısından fosforu geri kazanabiliyoruz. Kalan malzemeden de iyi kalitede bir absorban madde elde ediyoruz. Geliştirdiğimiz özgün tasarımlı reaktörler sayesinde gazlaştırma sırasında oluşan tar ve katranı da minimuma indiriyoruz. Bu da elde edilen gazın kullanım öncesi temizlik işlemini azaltıyor. Bunların entegre olarak çalışıldığı bu ölçekte çalışmalar yok. Projede genç araştırmacıların yetiştirilmesine de önem veriyoruz. Şuan DEÜ ekibinde projede görevli öğrencilerimizden doktora öğrencisi Özgün Tezer ve lisans öğrencisi Mehmet Utku Öztürk çalışmalara katkı vermektedir." diye konuştu. Özellikle kırsal yerleşimlerde enerjinin yenilenebilir kaynaklarından sağlanmasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Azize Ayol şöyle konuştu: "Böyle sistemlerle, kırsal alanlarda organik atıkların doğrudan elektrik enerjisine çevrilmesi mümkün. Bu sistemler için çok yüksek ilk yatırım maliyetlerine gerek yok. Gazlaştırma sisteminde yakma teknolojilerinde olduğu gibi hava kirletici emisyonlar yok ya da son derece az. Hava kirliliği anlamında da bu sistemler yakma teknolojisine alternatifi olan iyi sistemler olarak dikkat çekmektedir."