Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 6'lı masadan kalkıp tekrar oturmasına ilişkin, "Birileri önce masadan kalktı, sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu. Bu kavgada söylenen sözlerin, ortaya atılan ithamların, edilen hakaretlerin, yapılan tehditlerin çetelesini tutanlar herhalde epeyce kalın bir dosya sahibi olmuştur" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim kampanyasını deprem bölgesinden başlatmasını eleştiren Erdoğan, "Bu zatın söylediği yalanlar, kurumların açıklamalarıyla, mahkeme kararlarıyla, vicdan sahibi herkesin beyanlarıyla defalarca yüzüne vuruldu. Manada ne yazık ki çok çok gerilerde bir kişilik var. İşte bu kişilik sebebiyle biz maalesef arzu edilen muhalefeti görmedik, göremiyoruz. Şimdi ise bu zatın seçim kampanyasını deprem yıkıntıları yanında başlatarak yaptığı siyasi utanmazlığı, siyasi ihtirası, siyasi arsızlığı bir kenara bıraktık diyelim. Peki gittiği yerde depremin ilk saatlerinden beri gece gündüz orada çalışan bakanlarımıza, valilerimize, kamu görevlilerimize edepsizce iftira atmasını neyle izah edeceğiz. Aslında bakılırsa depremin sorumlusu kim sorusunu sorabilecek kadar hayattan kopuk birisine ne desek boş. Böyle birisinin derdi ne bu ülkedir, ne millettir ne de oradaki depremzedelerdir. Biz 1 yıldır şehirlerimizi ayağa kaldırmanın peşindeyiz, onun derdiyse başkalarının emeğinin üzerine konmak için asılmış flama. Esasen tek başına bu tablo bile kimin nerede durduğunu, kimin ufkunun ve çapının ne olduğunu göstermeye yeterdir" diye konuştu.
İnsanlık adına oradaki mazlumlar ve mağdurlar adına utandıklarını ifade eden Erdoğan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Bakalım ilerleyen günlerde daha neler görecek, neler duyacak, ne tür kepazeliklerine şahit olacağız. Milletimizin geleceğini emanet ettiği siyaset kurumunu bu seviyeye düşürmeye kimsenin hakkı yoktur. 1 yıl önce 6 parti bir araya gelip güya seçim ittifakı kurdular, defalarca toplandılar, konuştular dağıldılar. Amaç neydi, seçim ittifakının gereği olarak cumhurbaşkanı adayını belirlemek ve milletvekili listelerinde muhtemel çerçeve çizmek. Milletvekili listesi seçim takvimi başlayınca ama cumhurbaşkanı adayı dediğiniz kişi yürütmeyi temsil edecek, dolayısıyla millete karşı söyleyecek sözü olan kişidir. Soruyorlar kaç tane yardımcın eksik, ne diyor? "Yani cumhurbaşkanının bir yardımcısı olabilir, 10 olabilir, 500 olabilir, bin 500 olabilir." Ben buradan milletime sesleniyorum. Ben bir tane başkan yardımcısı atadığımda "Nasıl yönetilecek?" demişti. Şimdi geldik bugüne, birden bin 500'e kadar başkan yardımcısı atanabilirmiş. Tabii böyle olması çok önemli. Neden? Altılı masanın etrafında toplananlara bir şeyler dağıtılacak. Bu dağıtımı yapabilmek için de yeterli sayıda başkan yardımcısı olması lazım. Bu anlayışla zannediyor ki benim milletim gafil. Bu asil millet bunları yutmaz, gereğinin cevabını da 14 Mayıs'ta size verir."
"Birileri önce masadan kalktı, sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu"
Altılı koalisyonun aylar boyunca cumhurbaşkanı adayını belirleyemeden toplanıp dağılırken "Adayımız hazır ama yıpranmasın diye açıklamıyoruz" dediğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi:
"Şimdi de yardımcıları yıpranmasın diye açıklamıyorlar. Sonuçta artık kaçacak, göçecek, topu taca atacak yerleri kalmayınca artık bu isimleri de açıklamak için herhalde tekrar tekrar bir araya gelecekler. Ama bu toplantılarda öyle bir kavga çıktı ki, demokrasi tarihimizde eşi benzeri yok. Masanın altı üstüne geldi. Birileri önce masadan kalktı, sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu. Bu kavgada söylenen sözlerin, ortaya atılan ithamların, edilen hakaretlerin, yapılan tehditlerin çetelesini tutanlar herhalde epeyce kalın bir dosya sahibi olmuştur. Nedeni ve nasılı bizi ilgilendirmeyen bu rezil kavganın ardından CHP'nin iki büyükşehir belediye başkanını da işin içine katarak zar zor adaylarını ilan ettiler. Bu uzun ve meşakkatli sürecin sonunda maşallah gerçekten erkenden açıklansa pek bir yıpranacak, pek bir örselenecek, sona saklanması sayesinde tüm bunlardan kurtulacak bir isim çıktı. Aylardır cumhurbaşkanı adayı olduğunu hem kendisi bizzat söyleyen, hem partisindeki tüm yöneticilerine söyleten hem kendi medyasında yazdıran CHP Genel Başkanı, sonunda Bay Kemal birilerini öne sürmek, birilerinin arkasına saklanmak yerine karşımıza çıkacak, bizimle er meydanında yarışacak cesareti gösterdi. İnşallah 14 Mayıs'a kadar altılı koalisyonun adayıyla demokratik bir şekilde yarışacak, daha sonra da inşallah kendisine gereken koltuğu vereceğiz. Biliyorsunuz EYT ilgili kanunu da çıkardık. Her ne kadar siyaseten emeklilik için bu kanuna gerek yoksa da yine bu durum kendisine örnek ve teşvik diye umuyorum."
Eserden esere, hizmetten hizmete, açılıştan açılışa, mücadelen mücadeleye koşarken onların durumunun orta olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkeye ve millete zerre kadar hizmeti dokunmayanların akılla mantıkla izahı olmayan afaki rakamlar ve yalan yanlış bilgilerle depremzede insanlarımızın kafalarını karıştırma gayretlerini üzüntüyle izledik. Adaylık ve liste kavgasından fırsat bulup deprem bölgesine turistik gezi mahiyetinde uğramasını da garipsemiyoruz. Kabul edemediğimiz şey oradaki insanların acılarına yaptığı saygısızlıktır. İnsanların umutlarını baltalamaya kalkışmasıdır. Bizim cumhurbaşkanıa, bakanları, milletvekilleri ve Cumhur İttifakı olarak yapacak çok işimiz var."
"Dünyada ve bölgemizde yaşanan tüm gelişmeyi yakından takip ederek ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin gerektirdiği şekilde yol açıyoruz"
Yılbaşında seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklarken göz önüne aldıkları mülahazaların tamamının geçerliliğini koruduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Deprem yaralarının süratle sarılması, geçici barınma alanlarının oluşturulmasına kalıcı konut ihtiyacı eklendi. "Türkiye 100 Yüzyılı" vizyonumuzdan en küçük bir sapma, en küçük bir taviz göstermedik, göstermiyoruz. Nitekim depremin yaralarını sararken vizyon projelerimizi birer birer hayata geçirerek milletimizi hayallerine, hedeflerine kavuşturuyoruz. Türkiye'nin otomobili Togg. Ne diyordu; "Hani araba? Hani fabrika?" Fabrika yerinde. Muhteşem bir fabrika ve vaat ettiğimiz gibi Türkiye'nin otomobili Togg yarından itibaren ön sipariş almaya başlıyor. Yarın Türk Devletleri Teşkilatının olağanüstü zirvesini Ankara'da yapıyoruz. Cuma günü Finlandiya Cumhurbaşkanı geliyor, cumartesi günü Çanakkale'deyiz. Pazar günü ülkemizin savunma sanayiine güç katacak önemli bir tesisin, Bandırma Bor Karbür Üretim Tesisi'nin açılışını gerçekleştiriyoruz. Milletimize taahhüdümüz olan EYT, kamuya olan borçların yapılandırılmasına kadar pek çok konuyu çözdük. Durmuyoruz, üretiyoruz, çalışıyoruz. Enerjiden ulaşıma kadar her alanda tamamlanan yatırımcıları açmak ve bunlar için gün sayıyoruz. Deprem bölgesindeki imar ve ihya faaliyetlerini sürdürürken, 81 ilimizi ve ilçemizi kapsayan 500 bin toplu konut, 1 milyon alt yapılı arsa, 50 bin iş yeri projelerimizin kura çekimleri bu arada devam ediyor. Sabit bütçelerimizin milletimizin her kesimini küresel krizin ülkemize etkileri sebebiyle yaşadığı refah kaybı nedeniyle telafisine, üretim ve istihdamın güçlendirilmesine yönelik plan ve programdan sapmaya mahal vermiyoruz. Dünyada ve bölgemizde yaşanan tüm gelişmeyi yakında takip ederek ülkemizin ve milletimizin menfaatlerinin gerektirdiği şekilde yol açıyoruz" diye konuştu.
Gençlerin heyecanları ve umutlarının vizyonlarının, programlarının ana taşıyıcısı olduğunu aktaran Erdoğan, "Bilimin, teknolojinin, yenilikçinin rehberliğinde hak, hakkaniyet ehliyet ölçüleri içinde maddi kalkınmayı manevi ruhla teçhiz ederek ülkemizi hedeflerimize ulaştıraacağız. Yönümüzü doğruya doğru dönerek Türkiye için hemen kararlığıyla hareket ederken durmak yok yola devam diyoruz. Cumhur İttifakı'nın her bir mensubundan, AK Parti'deki tüm dava arkadaşlarımdan, bizimle yol yürüyen tüm kardeşlerimden 14 Mayıs'a kadar çalışmalarını bekliyorum. Herhangi bir kazaya asla meydan veremeyiz" ifadelerine yer verdi.
Ramazan ayının yaklaştığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu mübarek ayda inşallah hem bereket hem feyzinden istifade edeceğiz hem de 85 milyon insanımızın gönül köprülerini güçlendireceğiz. 14 Mayıs'a birileri üstat Necip Fazıl'a enteresan yakıştırmalar yapıyor. Üstatı da ona kim taktim etti? Bari takdim ediyorsun doğru takdim et. 14 Mayıs'a üstat Necip Fazıl'ın sözüyle, o veciz ifadesiyle pekleşerek, kenetlenerek hazırlanacağız. Önce vatanım ve milletim diyenlerle ortak zeminde buluşmanın yollarını arayacağız" dedi.