Eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, katıldığı bir YouTube kanalında gazeteci Ömer Şahin'in gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. 14 Mayıs seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın galip geleceğini ifade eden Arınç hayat pahalılığı konusunda ise iktidara eleştirilerde bulundu.
Milli Gazete'de yer alan habere göre, hayat pahalılığının görmezden gelinmesine tepki gösteren Arınç şu ifadeleri kaydetti:
'GEÇMİŞTEKİLERİN HATASI'
Çevremizdeki insanlar bize; ‘bu gidişle 500 TL de verseniz et bulamazsınız’ dediler. Tarım ve Orman Bakanlığının başında işini bilen çok sevdiğimiz bir insan var. Vahit bey bu işin çaresini bulacaktır ama kısa vadede ne kadar bulacak onu bilemiyorum. Vahit Kirişçi bu işin çilesini çekendir. Geçmişte Polonya’dan veya diğer ülkelerden et ithal ederek bugünü görmeyenlerin hatalı olduğunu söylüyorum.
'SORUNU KABUL EDİN'
Eskiden 70 TL’ye doldurduğunuz file 500 TL’ye dolmuyorsa bir şey var kardeşim bunu görmezden gelmeyin. Sorunu kabul etmek lazım. Bu dürüstlüktür. Halka, pahalılık var, bunun makul sebepleri var diyebilmek gerekir. Ben bunların hepsini çözeceğim bana güvenin diyebilmek lazım. Millete güven vererek, onların daha sabırlı olmasını istersin. Pahalılık varken birisi çıkıp; ‘pahalılık yok bu bir psikolojik olaydır’ dedi. Ben o zaman daha çok kızdım. Hanımla pazara çıkıyoruz. Pazar yerlerindeki fiyatlar bazen marketlerin de üzerinde. Günün sonunda bu krizi üç harfliler diyerek marketlere bağladılar. Yapmayın, bu kadar basit değil bu olay. Bunun sebebi maliyet enflasyonudur. Maliyet artıkça bunların fiyatı da artar.
Bülent Arınç'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
'SEKÜLERLEŞME ARTIYOR'
Dindarlık algısında bir geriye gidiş mi var?
Oruç tutuluyor ama tutmayanların sayısı da artıyor. Bir de teravih namazına giden kişi sayısı çok azaldı. Eskiden yer bulmadığımız için seccade ile teravih namazına giderdik. Yer bulmadığımızda seccadeyi koyacak uygun yer arardık. Camii avlusunda ya da dışarıda teravih namazı kılardık. Bir sekülerleşme içerisindeyiz. Toplumda sekülerleşme artıyor.
'DİNİN SİYASALLAŞMASI SEKÜLERLEŞMENİN BİR SEBEBİ'
Toplum neden sekülerleşiyor? Dindarlık neden azalıyor, neden dinden uzaklaşma artıyor?
Belki bir kaç sebebi var. Dört şıklı bir soru dersek, son şıkı hepsi diye biter. Bunun eğitim sistemi ile ilgisi olabilir, görsel yayınlarla ilgisi olabilir, lüks bir hayat, seküler bir hayat yaşama özlemi olabilir. Dinin siyasallaşması da mutlaka önemli bir etkendir. Bu bir yaradır içimizde, kendi içimizde bunu belki konuşuyor olabiliriz ama bunun yakın zamanda pek bir çaresi de görünmüyor. Bu konuda çok önemli yatırımlara bir an evvel başlamak lazım. Bu konuda imam hatipler sayısının artması sevinilecek bir gelişmedir. Çünkü imam hatip meselesi Türkiye’nin 60-70 yıllık bir meselesidir. İmam hatipler açıldığında belli amaçlarla açılmıştı. ‘Namaz kıldıracak imam ve cenazeyi yıkayacak gassal kalmadı’ diyerek bunlara ihtiyaç duymuşlardı. Bu okullar dinini diyanetini bilen, babasının, annesinin arkasından birer fatiha okumasını bilen çocuklar için açılmıştı fakat onlar bir iddianın peşine düştüler. Bu iddia içerisinde kendileri horlandı, dışlandı ama imam hatip davası ve nesli denilen nesil, kendilerini bu tüm olumsuzluklara karşı ispatladılar.
'BEN DİNDARIM DİYENLERİN YOLSUZLUKLA ANILMAMASI LAZIM'
Mesela dindarlık azalıyor ve bunun dört maddesi var dediniz bu maddelerden birisi ‘CHP yüzündendir’ diyemeyiz herhalde?
Hayır, diyemeyiz tabi. Güzel bir söz var; inandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanırsınız. İslam’ın güzel ahlak olduğunu bilmemiz gerekir. Ahlak olmadan dindarlık veya İslamiyet olmaz. Eskiden güzel ahlakımızla örnek olurduk. İslam ahlaktır güzel ahlaklı olmak gerekir. Bugün ben dindarım diyen ben imam hatipliyim diyenlerin hiçbir yolsuzlukla anılmaması lazım. Hiçbir suç örgütü ile anılmaması lazım. Kavmiyet asabiyeti ne kadar kötü ise imam hatip asabiyeti de o kadar kötüdür. Hak yalnız benim mesleğimdir denilmemeli, denilirse karşı taraf reddedilmiş oluyor.
Bugün de gördüğümüz gibi ‘sen zilletsin’ sen şöylesin, sen böylesin deniliyor. Bunlar bizimle aynı ülkeyi paylaşan insanlar, aynı evi paylaşan insanlar. Olaki benim oğlum ya da benim gelinim karşıdakilerin sahip olduğu inanca sahip, bu da çok normal. Çünkü eski aile ya da aşiret yapımız kalmadı. Yani siz, kendi ailenizdeki insana kötü sözler söyleyemezsiniz. Bizler birer davetçi olmalıyız. Davetiye düşen de; güzel, yumuşak söz ve üslupla kendi doğru bildiği yola davet etmesidir.
Bakan Nebati’nin gözlerindeki ışıltıyı ve değişimi görüyor musunuz?
Yakın zamanda görüp gözlerine bakamadım ama benim eski dostumdur. İnsan olarak çok iyi bir insandır. Onun milletvekili olmasında katkım olmuştur. İl teşkilatının en çalışkan mensubuydu, misafirperverdir.
'LİDERLERE ÇAĞRIM: BENİ ÖRNEK ALSINLAR'
Siyasetçilerin bugün birbirlerine karşı kullandığı dil 1980 öncesi dönemden daha sert, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
O günleri iyi bilirim. Bugün birbirlerine karşı kullanılan dil, o gün asla kullanılmazdı. Bazen YouTube’de eski siyasetçilerin nezaket içerisinde yürüttüğü tartışmaları dinlerim. Bunun şampiyonu Erbakan hocadır, ikincisi de Ecevit’tir, üçüncüsü de Demirel’dir, Türkeş’tir. Bunlar karşılarındaki insanlara önlerini ilikleyerek yaklaşırlardı. Erbakan hoca bir öğrenciye karşı önünü ilikleyerek muamele ettiğini bilirim. Bugün neden böyle değil; bir rüzgar geldi bizi önüne katıp götürdü. Liderlere çağrımdır; beni örnek alsınlar, benim videolardaki çağrılarımı izlesinler. Sertliğin bir faydası yok. Nefret diliyle değil, muhabbet diliyle davet edenler kazanacak. Bir iklim değişikliğine ihtiyaç var. Bir taraf bunu ısrarla yapıyor ve bence iyi yapıyor, karşı tarafında ondan daha çok kucaklayıcı olması lazım. Kadro ve mevsim değişmeden iklim değişir mi? Değişir, hepsi de mümkün. ‘İklim değişir Akdeniz olur’ der Kemal Burkay.
'CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ ERDOĞAN’IN ALACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM'
Siz Ak Partilisiniz seçimde Erdoğan’ı mı daha şanslı görüyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığı seçimini Sayın Erdoğan’ın alacağını düşünüyorum ve ayrıca temenni ediyorum. Bizim aramızda başkalarına benzemeyen bir dava arkadaşlığı var. 1978’den beri birlikteyiz, ben ondan yaşça büyüğüm ama o benden büyüktür diyelim. Böyle bir cevabı peygamberimiz çok beğenmiş.
İstanbul Haber Ajansı