Bakırköy’de 13 Ekim 2020 tarihinde, kendisine ve annesine çocukluk yıllarından bu yana şiddet uygulayan ve cezaevinden çıktıktan sonra tehditlerde bulunan babası Yusuf Cemal Sezgin’i öldüren sanık Haydar Mert Kaymaz’ın yargılandığı davada mahkeme heyeti kararını açıkladı. Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık Haydar Mert Kaymaz tutuklu bulunduğu cezaevinden getirildi. Sanığın ailesi ve avukatı da duruşmada hazır bulundu.
'VİCDANEN BABASI KONUMUNDA DEĞİLDİR'
Sanık avukatı Aslı Tanrıkurt Ercan beyanında, “Müvekkilimin maktule uyguladığı şiddet, annesine uyguladı şiddet ve diğer eylemleri aşamalarda ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Vicdanen de babası konumunda değildir. Tüm bu nedenler karşısında müvekkilim hakkında ağırlaştırılmış müebbet uygulanmamasını ve ağır tahrik hükümlerinin uygulanarak tahliyesine karar verilmesini talep ediyorum” şeklinde konuştu. Mahkeme tarafından son sözü sorulan sanık, “Bir diyeceğim yoktur” dedi.
İYİ HAL İNDİRİMİ
Kararını açıklayan mahkeme heyeti sanık hakkında ‘babasını haksız tahrik altında kasten öldürme’ suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme sanığa iyi hal indirimi uygulayarak 15 yıl hapis cezasına hükmetti. Mahkeme ayrıca sanığın nüfus kaydındaki baba hanesinin Yusuf Cemal olarak düzeltilmesine karar verdi.
'BENİM ÇOCUĞUM HEPİMİZİN HAYATINI KURTARDI'
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan sanığın annesi Songül Çapan, “Biz 22 yıl boyunca bu adamın işkenceleriyle yaşadık. Son 2.5 yıldır oğlum içeride olmasına rağmen bir huzur var içimde. Hani derler ya tabutla giden gelmez kelepçe ile giden gelir diye. Ben de oğlumu hep tabutla gidecek diye düşünerek hayatımı geçirdim. 63 tane suç dosyası olan bu adam yaşıyor olsaydı bir suç makinesi gibi ortalıklarda gezinmeye devam edecekti. Benim çocuğum kendi ailesinin, eşinin, evladının, annesinin hayatını kurtardı. Onun zarar verdiği bütün insanlar, dava dosyalarında bu kişinin öldüğünü gördüler ve ellerini açıp Allah’a şükrettiler” şeklinde konuştu.
'OĞLUM ÖYLE BİR ADAMIN NÜFUSUNU TAŞIYAMAZ'
Anne Çapan, “Benim oğlum orada yatıyor ama birçok insanın da şükür duasını alıyor. Verilen karara itiraz edeceğiz. Bir üst mahkemeye gideceğiz. Ben nefesim yettiği sürece oğlumun arkasındayım. Benim oğluma o adamın soy ismi verilemez. Oğlum öyle bir adamın asla nüfusunu taşıyamaz. Ben o adamın eline düştükten sonra çocuklarımı yaşatabilmek için yaşadım. Nefes alıyor ya da almıyor olmam çok önemli değildi. Benim oğlum evladından 2.5 yıldır ayrı. Çocuğu 1.5 yaşındayken içeriye girmişti şuan 4 yaşında. O adam benim oğlumu çocuğuyla, eşiyle, benimle tehdit etti. Oğlumun yapabilecek başka hiç bir şeyi kalmamıştı. Bunu can havliyle yaptı” ifadelerini kullandı.
İstanbul Haber Ajansı