Kedileri severim ben, çocukları görünce içim mutlulukla dolar, para sadece alışverişimi kolaylaştırır yoksa öyle hayatımın amacı filan değildir.
Kadınım ben...
Güzelliğiyle, çirkinlikleriyle, hatalarıyla doğrularıyla
Sevgisiyle kiniyle
Aşkıyla nefretiyle
Bir kadınım ben...
Çocuklarının yüzündeki minicik bir gülümseme için her şeyi yapabilecek
Onların ufacık hüsranlarında dünyayı ayağa kaldıracak kadınım ben...
Oyunda aralarına almadılar diye diğer çocuklara kaşını kaldırıp göz dağı vermeye çalışan kadınım ben...
Her sabah çocukları giydirip, yedirip okula gönderen,
sonra süslenip püslenip giyinip
işe yetişmeye çalışan kadınım ben...
İş yerinde düzgün oturması, edepli durması ama bir o kadar da güzel olması gereken kadınım ben...
Tüm gün iş yerinde çalışıp bir sürü insanın kaprisini çeken kadınım ben...
Akşam olunca eve koşturan, yemek yetiştirip bir de üstüne üstlük yedirip sonra da oyunlar oynayan, ders çalıştıran, ödevlere yardım eden...
çamaşır, bulaşık,temizlik...
Evde en son yatağa giren insanım ben..
Hatta yattığında da kafasında bin bir düşünce dolaşan yarını, öbür günü planlayan kadın
İşte o kadın benim.
Peki o kadınlar kim?
Hani dövülen, tacize uğrayan, tecavüze uğrayıp bir de ödülmüş gibi tecavüzcüsüyle evlendirilen kadınlar?
BM istatistiklerine göre, dünyada her yıl 5 bin kadın, töre ve namus cinayetleri sonucu ölüyor. 1993 yılında Rusya'da 14 bin 500 kadın öldürülmüş. 56 bin kadın ise şiddete maruz kalmış. Aynı yıl Kenya'da kadın nüfusunun yüzde 42'sinin eşleri tarafından düzenli olarak dövüldüğü bildiriliyor.
1990 yılında Hindistan'da 4 bin 825 kadın miras kavgası nedeniyle öldürülmüş, Barbados'ta ulusal ölçekte yapılan bir ankette, 20-45 yaş arası kadınların yüzde 33'ü, Kanada'da 18-64 yaş arasındaki kadınların yüzde 18'i cinsel istismara ve erken evliliğe zorlanmış... liste böyle uzayıp gidiyor.
Peki 8 Mart'ın asıl çıkış noktasını, amacını biliyor musunuz?
Kadınların eşitlik mücadelesi 8 Mart 1857 yılında ABD’nin New York kentinde başladı. Konfeksiyon ve tekstil fabrikalarında çalışan 40 bin işçinin insanlık dışı çalışma koşullarına ve düşük ücrete karşı başlattığı grev, polisin saldırısıyla kanlı bitti. Saldırı sırasında çıkan yangında çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
1910 yılında Danimarka’nın Kopenhag kentinde toplanan 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında, Almanya Sosyal Demokrat Parti önderlerinden Clara Zetkin, bu yangında yaşamını yitiren 129 kadın işçi anısına 8 Mart gününün Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmasını önerdi. Kadın hakları hareketini, özellikle oy hakkını onurlandırmayı amaçlayan Kadınlar Günü önerisi oy birliği ile kabul edildi.
İşte böyle bir süreçten geçerek gelen Kadınlar gününü, elde karanfil, smsle gelen kutlama mesajları, hiç bir fayda getirmeyecek konuşmalar haline getirip amacından uzaklaştıran, asıl yapılması gerekenlerin tartışılmadığı bir gün haline geldiği için kabul etmiyorum.
Benim günümmüş, kalsın istemem...