Grimaldi Group, yeni yapılanmaya gidiyor
Grimaldi Group 1947 yılında Guido Grimaldi ve kardeşleri Luigi, Mario, Aldo ve Ugo tarafından kuruldu. Filosunda değişik boyutlarda 87 gemi bulunan Grimaldi Group, haftada 130 limana sefer yapan global bir şirket olarak göze çarpıyor. Grimaldi Group bünyesinde Grimaldi Lines dışında, Atlantic Container Line (ACL), Minoan Lines, Finnlines ve Malta Motorways of the Sea isimli armatörlük firmaları bulunuyor.
Grimaldi Group, 12 ülkede 15 liman ve terminal işletmeciliği yapıyor. İtalya, Danimarka, İrlanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 4 lojistik üssü bulunan Grimaldi Group’un, yıllık cirosu 1 milyar Euro.
Grimaldi Group’un kurucusu Guido Girmaldi 5 Eylül 2010 tarihinde hayatını kaybetti. Şirket, Emanuele, Gianluca ve Diego Grimaldi kardeşler tarafından yönetiliyor. Grimaldi Group Yönetim Kurulu Başkanı Emanuele Grimaldi, İtalya Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Avrupa Armatörler Birliği Konsey Üyeliği görevinde bulunuyor.
Şirketin Ceo’su Emanuele Grimaldi, İstanbul Haber Ajansı ve Deniz Haber Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Recep Canpolat’ın sorularını cevapladı.
Grimaldi Group’un temellerini atan Guido Grimaldi geçen ay hayatını kaybetti. Çok acı bir gün ancak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Babanız Guido Grimaldi hakkında birkaç söz söyleyebilir misiniz?
Babam Guido Grimaldi 4 kardeşi ile beraber kurduğu Grimaldi Group, bugün dev bir global şirket haline gelmiştir. Şirketin bu konuma gelmesinde Babam Guido’nun büyük emeği vardır. 60 yıl önce kardeşleriyle yola çıkan Guido Grimaldi denizcilik endüstrisine olan sevgisini, bağlılığını, çalışkanlığını, sağduyusunu, yenilik, araştırma ve geliştirmeye verdiği önemi ve şirket sorumluluğunu bizlere değerli bir miras olarak bıraktı. 5 Eylül
Sayın Emanuele Grimaldi, deniz taşımacılığı, liman işletmeciliği ve armatörlük başta olmak üzere birçok dalda hizmet veriyorsunuz. Kısaca Grimaldi Group hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Grimaldi Group’un geçmişi 1947 yılına kadar dayanır. Bugünkü şirketimizin temelleri babam Guido ve kardeşleri Luigi, Mario, Aldo ve Ugo Grimaldi tarafından kuruldu. Grimaldi Group bugün 25 ülkeye hizmet veren global bir şirket haline gelmiştir. Şirketimiz deniz taşımacılığı, konteyner, kargo, araç taşımacılığı, liman işletmeciliği ve yolcu taşımacılığı yapmaktadır.
Grimaldi Group, 2009 rakamlarına göre iki milyon 700 bin yolcu, iki milyon 500 bin araç, bir milyon 300 bin treyler ve konteynır taşımacılığı yapmıştır. Grimaldi gemileri her hafta Akdeniz, Baltık, Kuzey Avrupa, Batı Afrika, Kuzey ve Güney Amerika kıyılarında bulunan 130 limana sefer düzenlemektedir. Filomuzda 87 gemi bulunmaktadır. Grimaldi Group 8 bin çalışanı, yüzlerce acentesi ile büyük bir ailedir.
Grimaldi’nin en önemli işlerinden biri liman işletmeciliğidir. Bu konuda bizleri bilgilendirir misiniz?
Grimaldi Grup 12 ülkede 15 terminal işletmektedir. Lagos’ta bir liman inşa ettik ve toplamda bir milyon 500 bin metrekareden fazla terminale sahibiz. Ayrıca Helsinki’de de bir liman inşa ettik, 200 milyon Euro dan fazla yatırım yaptık. Limanda 2 tren istasyonumuz bulunuyor. Danimarka, İrlanda, Mısır, Senegal gibi ülkelerde büyük konteynır limanlarımız var, Hamburg’da ortak işlettiğimiz bir Ro-Ro terminalimiz var. Bazen ortaklaşa, bazen de sadece Grimaldi olarak çeşitli liman işletmelerinde yer alıyoruz.
Grimaldi olarak Türkiye’de liman işletmeciliği konusunda bir çalışmanız var mı? Ayrıca Türkiye’de bazı limanlar özelleştiriliyor. Çandarlı Liman Projesi ile ilgileniyor musunuz?
Türkiye, bölgenin en önemli ülkelerinden birisidir. Türkiye’ye yatırım yapma konusunda çok tartıştık. Ancak beklentilerimize cevap alamadığımız için şu anda Türkiye’de liman işletmeciliği konusunda bir düşüncemiz yok. Bu konuda müşterilerimizi düşünmek zorundayız. Herkes farklı liman kullanıyor ve müşterilerimizi memnum etmek zorundayız. General Motors, Volkswagen gibi firmaları izlememiz gerek. Liman konusunda tüm müşterilerimizle uyum içinde olmalıyız. Bu tür projelere ortaklaşa karar verilmesi gerekir. Devasa miktarlarda taşımacılık yapıyoruz. Bu sebepten ötürü bir projeye onay vermeden önce bu konuyu tüm müşterilerimizle tartışmamız gerekir. Çünkü müşterilerimiz küçük şirketler değil, çok uluslu ve büyük şirketler. Müşterilerimiz hangi limanı isterse o limana gideriz.
Şu an bu tür talepler var mı?
Evet, var. Mesela Fiat. Fiat’ın Türkiye’de fabrikası var. İşimiz küçük bir iş değil, çok uluslu şirketlerle birbirine bağlı. Limanlar da şirketimizin ve müşterilerimizin ortak karar verdiği yerler. Bir müşterimiz bir limanı ister, diğeri başka bir limanı, bir diğeri daha başka bir limanı, biz de 3 ayrı limana sefer düzenleriz. Bu en iyi çözüm değil, fakat müşterilerimizi böyle memnun ediyoruz.
Gemi taşımacılığında eksen kayması görüyoruz. Doğu’da büyük değişiklikler gözlemleniyor. Bu değişim hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye diğer ülkelere göre istisnai bir konumda bulunuyor ve Türkiye’de müthiş bir rotamız var. Ticari büyüme gösteren ülkeler bugün zor bir dönemden geçiyor. Birçok üretici fabrikalarını kapattı ve Hindistan’da, Türkiye’de yeni fabrikalar açılıyor, üreticiler aynı zamanda ucuz işçilikten de faydalanıyor. Bence Türkiye’nin en büyük avantajı Avrupa pazarına yakın oluşudur. Sadece 2–3 günde Avrupa’nın en büyük limanlarına ulaşılabiliyor. İran ve Irak konusuna gelince, bu durum petrole bağlıdır. Savaş varken binlerce traktör ve kamyon taşıdık bu bölgeye. Gelecekte ne olacağını bilemiyoruz, bekleyip görmemiz gerek. Irak bambaşka bir konu ve politikaya giriyor, politika konuşmaktan hoşlanmıyorum. Türkiye ve Suriye ve diğer Irak limanlarına ulaşmamız için muhtemel iki yoldan birincisi. Diğer yol ise Süveyş Kanalı’nı kullanmaktan geçiyor. Eğer bölgede büyük bir iş varsa düşünürüz. Şu an kesin bir şey söyleyemiyorum.
Türkiye’de bazı Ro-Ro şirketleri Fransa’ya sefer düzenlemeye başladı. Sizce bu şirketlerin rekabet ortamında şansı nedir?
Bunu zaman gösterir. Kiralanan gemilerden biri bize ait, sonucu bekleyip görmemiz lazım. Türkiye ve Batı ülkeleri arasındaki bağlantılar çok kuvvetli. Bugün pahalı olan şey yarın ucuz olabiliyor ve ticaret çok değişken. Denizcilik sektöründeki iş gittikçe büyüyor.
Denizcilik şirketleri krizi ilk hisseden ancak son atlatan kuruluşlardır. Krizde Ro-Ro piyasasında yüzde 50 daralma gerçekleşti. Grimaldi Group krizi nasıl yönetti?
Dediğiniz doğru, Ro-Ro piyasasında yüzde 50 bir daralma yaşandı. Bunun sebebi işletilmeyen birçok gemi vardı. Bunlar söküme gönderildi. Yeni nesil gemiler sipariş edildi. Diğer denizcilik sektörlerinden daha dengeli olmasına rağmen Ro-Ro armatörleri basiretli bir şekilde fazla olan kapasitelerini, filolarının en eski gemilerini söküme göndererek azaltıyorlar. Clarkson tarafından yapılan bir çalışmaya göre, 2008 ve 2010 yılları arasında Ro-Ro filosu 500 bin DWT düşüş göstererek 10,3 milyon DWT’dan 9,8 milyon DWT’a geriledi. Ro-Ro sektöründe gerçekleştirilen bu belirgin azaltmaya rağmen, sektördeki tüm iştirakçilere büyük fayda sağlayabilecek daha fazla yenilik için imkân var. Geriye kalan tüm eski gemiler en kısa zamanda söküme gönderilmeli ve ardından gelen toparlanma sürecine ivme kazandırılmalı, yeni gemiler daha geniş kapasite ile kiralanmalıdır, böylece yeni ekonomiler üretilebilir. Grimaldi Grup, bu yıl boyunca Schumpeterian’ın yıkım, yeniden yapılanma ve yararlanma döngüsünün göstergelerini tecrübe etmiştir.
Filomuz, dünya Ro-Ro ortalamasına göre (dünya ortalaması 20 yaşken bizim filomuzun ortalaması 10 yaş) genç de olsa, filomuz dünya çapındaki ticarete katkı sağlamıştır kriz esnasında kiralanmış olan diğer gemiler geri verildi. Aynı zamanda 10 adet yeni gemi işletmemiz altına girdi ve bu yeni gemilerin diğerlerine oranla düşük yakıt tüketimi sayesinde daha iyi sonuçlara ve çevresel performansa ulaştık. Bu duruma en açık olarak 2 adet Ro-Ro Hyundai gemisi örnek verilebilir. M/V Eurocargo Malta ve M/V Eurocargo Genova adlı gemileri seferlerimize dâhil edildi. Bu tipteki gemiler Salerno/Valensiya rotasında işlemeye başlayınca, araştırma, geliştirme, yenilik ve gelişmiş teknoloji kapasitesi sayesinde 1980 yılında inşa edilen Malta Express sınıfı geminin römork başına 2,500 kilo olan karbondioksit salımı yüzde 70 azaltılarak 700 kiloya düşürülebilecek. Rotaların ve tarifelerin en iyi duruma getirilmesi, yenilikçi işletme prosedürleri ve filo modernleştirilmesi ile çevresel bakımdan da önemli ilerlemeler kaydedildi.
Bay Grimaldi, anladığımız kadarıyla küresel krizden grubunuz pek etkilenmedi öyle mi?
Krizi iyi yönettik. Eski gemileri söküme gönderdik, kiralık gemileri iade ettik. Yeni Nesil gemiler ile seferlere devam ettik. 2009 yılı itibariyle Grimaldi Grup 120 milyon Euro kar elde etti. Başarı formülümüz her zaman aynı olmuştur, mali güvenilirlik, seçilmiş yatırımlar, yeni hat çalışmasının yanı sıra içinde bulunduğumuz zor yıllarda - masrafların azaltılması ve satın almada dikkatli politika izlememizden kaynaklanmaktadır.
Sayın Emanuele Grimaldi, Güney ve Doğu Afrika’ya yoğun seferleriniz bulunuyor. Yeni pazarlar mı keşfettiniz? O bölgeye ağırlıklı olarak ne taşıyorsunuz?
Birçok şey taşıyoruz. Kakao, kahve, odun, ahşap ürünler, kiremit, traktör, sıfır ve ikinci el araçlar, her şeyi taşıyoruz. Batı ülkelerine çalışan yaklaşık 20 gemimiz var. Senegal, Gana, Nijerya, Angola, Kamerun ve birçok ülkeye sefer düzenliyoruz. Bu ülkelerin bazılarında petrol bulunuyor, Angola gibi, Nijerya gibi. Bu ülkelerin aynı zamanda büyük bir geliri de bulunuyor. Yeni Pazar olarak nitelenmemeli. Ancak seferlerimizdeki kalite ve güveni ön planda tutuyoruz.
Grimaldi Group’un iştirakleri ACL, Minoan, Finnlines ve en önemlisi Grimaldi Lines’in Akdeniz seferleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Euromed Servisi'nde elde edilen çok iyi sonuçların yanında diğer Akdeniz hatları da yıl bazında gelişim gösterdi. Eurocargo Genova ve Eurocargo Malta'nın hizmete konulması SSS Servisi'nde bariz bir gelişmeye işaret etti ve Kuzey-Güney eksenine düzenlenen ek seferlerle daha hızlı ve üstün bir hizmet sağlandı. Özellikle Finnlines isimli şirketimizde iyi bir iş yapıldı. Finnlines, 2009 yılının en büyük endişe konusu olmasına rağmen tamamen yeniden yapılandırıldı ve her ay kar sağladı. Bu yıl karını önemli bir biçimde artırarak kapatacağımızı düşünüyoruz. Yerel durgunluk ve sert bir rekabet içinde bulunan Minoan da durağanlıktan çıkmak için çalışıyor ve tam anlamıyla tatminkâr olmasa da Minoan'in elde ettiği sonuçlar diğerlerinin sonuçlarına göre daha iyi. ACL ise, 2009 yılı sonu 2010 yılı başı ABD-Avrupa seferindeki düşük fiyatlardan ötürü zarara uğradı ve elde ettiği sonuçlar Grimaldi Grup'un diğer zarar eden şirketleriyle aynı doğrultuda değildi. Bununla birlikte, şirketin şu anki sonuçları yükseliyor ve kademeli olarak gerçekleşen iyileşmeden avantaj sağlayarak kar edebilir duruma geldi.
Derin bir kriz yaşanmasına rağmen Grimaldi krizi fırsata çevirdi. Bunun kodlarını nedir?
Derin bir krizi başarı için bir fırsata dönüştürmek hiçbir zaman kolay olmadı, ama eğer hala bu meydan okumayla başa çıkmak için iyi bir durumdaysak bu durumu böylesi karmaşık buhranda bizi destekleyen mali ortaklarımıza da borçluyuz. Güvenilir ve somut projelerimiz ve tutkumuzu destekleyen ve bize inanan ulusal ve uluslararası bankalara da minnettar olduğumu belirtmek istiyorum. Şunu da belirtmeliyim ki, yatırım yaparken daima akıl kıstasıyla hareket ettik. Sektörümüzde yüzde 30 olan güvenilirlik ortalamasına karşın yüzde 50 olan güvenilirlik oranını muhafaza ettik.
Grimaldi, sipariş ettiği gemilerin finansmanını, endüstri ortalaması olan yüzde 20'lik orana karşın yüzde 40 olarak gerçekleştiriyor. Elde edilen kar yatırımı geleneksel olarak Grimaldi Grup bünyesinde gerçekleşir. Finansal güvenilirliğimizi koruma, sermayeye sektördeki yaygın eğilimlere çok da güvenmeme tercihi, kurucumuz tarafından yapılan bir tercihti ve biz de bu akıllıca olan kılavuzu takip etmeye devam edeceğiz.
IMO - MEPC, 1 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe giren ve yakıttaki kükürt oranını yüzde 1,5’tan yüzde 1’e inmeyi zorunlu kılan MARPOL ANNEX VI kararını kabul etti. Grimaldi olarak bu konuda görüşünüz nedir?
Günümüzde yakıt, denizcilik sektörü için daha kritik bir konu ve bu durum sadece fiyatının değişkenliğinden ötürü değildir. Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) Deniz Çevresi Koruma Komitesi (MEPC), 1 Temmuz 2010 tarihinde yürürlüğe giren ve yakıttaki kükürt oranını yüzde 1,5’tan yüzde 1’e inmeyi zorunlu kılan MARPOL ANNEX VI kararını kabul etti. 2015 yılında yakıtlardaki kükürt oranı yüzde 0,1 oranla hemen hemen gaz yağı olacak. Bu ilke ECA bölgelerinde uygulanacak. Yukarıda bahsi geçen önlem bana aşırı görünüyor çünkü büyük bir yakıt masrafı artışı getirebilir, bu durum taşıma ücretlerinde orantılı bir artışa sebep olabilir, bu da şu an deniz yolu kullanarak yapılan taşımacılığın tekrar karayoluna dönüşüne sebep olabilir.
Bu karar amaca zararlıdır ve son uygulamalar gerçekleştirilmeden önce bu konu derinliğiyle ele alınmamıştır, bence kanunu yürürlüğe koyanlar bu konu hakkında tekrar düşünebilir.
Sonuç olarak, inanıyorum ki hedeflenen yüksek çevresel hedefler aşırı tutucu olmayan bir yaklaşımla daha iyi çözülebilir. Gemi yakıtındaki kükürt oranını yüzde 0,5 oranında tutma önerisi ECSA, sektör belli sarsıntılar geçirmeden ulaşılabilecek adil bir hedeftir. Tabii ki bu değişikliğin uygulanması için zaman gerekir: 2025 bu uygulama için iyi bir zaman sınırı olabilir ve yetkililer rafinelerin, herhangi bir fiyat spekülasyonu olmaksızın yeterli miktarda petrol elde etmek için üretim süreçlerini düzenlemelerini temin etmelidir.
Son olarak Euromed Konferansında yeni seferler hakkında açıklamada bulundunuz. Bu seferler nedir? Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Birinci seferimiz Kısa Deniz Seferleri ile ilgili ve Livorno, Valensiya ve Tangier arasında gerçekleşecek. Bu sefer, birçok Fas topluluğuna hizmet götürecek ve Fas ile Güney Avrupa arasında artan hareketlilik ihtiyacına cevap vermek üzere düzenlenecek.
İkinci sefer ise Livorno-Catania-Malta seferi olacak. Bu yeni rota sayesinde Tuscan Limanı doğrudan Sicilya ve Malta'ya, oradan da Patras, Yunanistan ve Lybia'ya bağlanacak. Üçüncü seferimiz ise Açık Deniz Seferleri ile ilgili. Önümüzdeki hafta Akdeniz ile Batı Afrika'yı birbirine bağlayan Mediterranean Express Seferimiz hizmete girecek.
Bay Grimaldi bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Babanız Guido Grimaldi’nin hayatını kaybetmesinden dolayı başsağlığı diliyoruz.
Teşekkür ederim.
Haber: Recep CANPOLAT - Ancona/İTALYA-İstanbul Haber Ajansı
Güncel haberler için AksiyonHaber'i takip edin.
İSTANBULHABER AJANSI