• BIST 9931.14
  • Altın 2815.506
  • Dolar 34.0562
  • Euro 38.0071
  • İstanbul 21 °C
  • Ankara 24 °C
  • İzmir 28 °C

Sinan Oğan’ın avukatı açıkladı: Seçimlerde siyasi şantaj mı yapıldı?

Sinan Oğan’ın avukatı açıkladı: Seçimlerde siyasi şantaj mı yapıldı?
Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin ikinci tur oylamasında Cumhur İttifakı'nı destekleyen ve seçim sonrası aldığı 120 milyonluk mülkle gündeme gelen Sinan Oğan hakkında kendisinden 30 yaş küçük bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu iddiası mahkeme dosyasına girdi.

TÜRKSAM’da staj yapan sevgilisi M.Ö. ile Sinan Oğan arasındaki ilişkiden şüphelenen Jandarma Uzman Çavuş S.B., kız arkadaşının telefonuna casus program yüklediğini, bu sayede Oğan ve M.Ö’nün cinsel ilişki yaşadığına dair sesler duyduğunu öne sürdü. İddiaları Sinan Oğan ve M.Ö. reddederken; S.B hakkında kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçundan Sinan Ateş davasının iddianamesini yazan savcı Mehmet Aykut Cihangir imzasıyla iddianame hazırlandı. 4 ay tutuklu kalan, ilk duruşmada tahliye edilen S.B. hakkında Sinan Oğan’ın avukatı Kürşat Ergün siyasi şantaj iddiasında bulundu. Ergün, Oğan’ın Erdoğan’a destek kararı verdiği, seçimlerin ikinci tur oylamasından önce S.B.’ye ‘montaj’ görüntülerle bazı siyasi partilerle görüşüp görüşmediğini sordu.

ATA İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı olarak seçimlere girerek ikinci turda Cumhur İttifakı’nın adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyen ve  seçim sonrası aldığı 120 milyon liralık mülkle gündem olan Sinan Oğan hakkında çarpıcı bir iddia gündeme geldi.

S.B., telefonuna casus yazılım programı yüklediği sevgilisi M.Ö’ye Sinan Oğan’ın cinsel saldırıda bulunduğunu öne sürdü. İddiayı M.Ö. ve Oğan reddetti. Oğan S.B.’nin ‘montaj’ görüntüleri yaymama karşılığında kendisinden 7 milyon lira istediğini, bunun üzerine S.B. hakkında şikayetçi olduğunu söyledi.

Oğan’ın avukatı Kürşat Ergün’ün iddiası ise Oğan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a destek kararı verdiği ikinci tur oylamasını doğrudan ilgilendiriyor.

Veryansın Tv’nin adliye kaynaklarından ulaştığı dava dosyasına göre Ergün, S.B.’ye, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde Oğan’a ‘montaj’ görüntülerle siyasi şantajda bulunup bulunmadığını sordu. S.B. ‘Bazı siyasi partilerle görüşme yapıldı mı?’ sorusuna “Kesinlikle öyle bir şey olmadı” yanıtını verdi.

Olaylar zinciri 2021'de başladı

2023 yılında Sinan Oğan’ın S.B’yi şikayet etmesiyle mahkemeye konu olan, S.B.’nin kişisel verileri ele geçirme ve yayma suçlamasıyla tutuklandığı, ilk celsede tahliye aldığı olaylar zinciri 2021 yılında başladı.

Jandarma’da Uzman Çavuş olarak görev yapan S.B, M.Ö. ile 2017 yılında tanıştı ve aynı yılın sonunda kendisine yüzük taktı.

M.Ö., S.B.’nin 2019 yılında Hakkari’de komando olarak görev yaptığı dönemde, Sinan Oğan’ın başkanlığını yaptığı TÜRKSAM’da uzun dönem staja başladı. Staj, 2020 ve 2021 yılında da İstanbul’da yaşayan M.Ö’nün ayda bir-iki kez Ankara’da bulunan TÜRKSAM’a gitmesiyle devam etti.

M.Ö ile S.B arasındaki ilişkide ilk gerginlik ise 2021 yılının Şubat ayında başladı.

İstanbul’daki otel için ‘2 ayrı görüşme’ iddiası

Sinan Oğan ve M.Ö’nün İstanbul’da bir otel odasında iki ayrı tarihte birlikte kaldığını iddia eden S.B. mahkemedeki duruşmada bunu şöyle anlattı:

“Ben o sırada Hakkari’deyim. 2021 yılının tarih veriyorum Şubat aylarında İstanbul InterContinental otelinde bu ikisinin ne iş vardı otel odasında?

6 Haziran 2021 İstanbul İnterContinental isimli otel odasında bu 2 şahsın ne işi vardı? Sen bana resim attın (M.Ö’.ye seslenerek) otel odasından, ne işiniz vardı otel odasında? Efendim daha sonra ben bu hareketlerden şüphelendim. Bir stajyer bu… Kendisinden 31 yaş küçük, evli, 2 tane çocuğu olan bir şahısla otel odasında ne işi olabilir?”

Sevgilisinin telefonuna casus yazılım yükledi

Söz konusu olayın ardından M.Ö.’den şüphelenmeye başlayınca İstanbul’a gelerek, telefonuna görüntü ve sesleri canlı takip edebildiği “Self SPY” isimli casus yazılım programını yükleyen ve bundan M.Ö’nün haberi olduğunu iddia eden S.B., bu program sayesinde takip ettiği M.Ö. ile Oğan’ın cinsel ilişki yaşadığına dair sesler duyduğunu öne sürdü.

‘Dersten sonra cinsel ilişkiye giriyorlardı’

S.B. bunu mahkemede şöyle anlattı:

“Hakkari’ye gittim, Hakkari’ye gittikten 3 gün sonra… Ben kendisine (M.Ö.’ye) ‘Göreve gidiyorum 3 günlük’ diye bir mesaj attım. Mesaj attıktan sonra o da bana (M.Ö.) ‘Bugün Sinan Oğan’la TÜRKSAM’da görüşme yapacağız’ dedi. Ben de daha göreve çıkmıştım. O süre zarfında programdan kendisini takip ettim. Takip derken şu; içeride bunlar ne yapıyor, aralarında nasıl bir ilişki var? Bunlar gerçekten ders mi işliyorlar. Gerçekten tezlerle ilgili ders mi yapıyorlar yoksa aralarında bir gönül ilişkisi mi var? Her şey şüpheyle başlar. Ondan sonra ben kendisini takip ettim. Kulaklığımı taktım efendim, bunların seslerini dinledim. Bunlar yarım saat boyunca dersle ilgili konuştular, doğru söylüyor, ders yapıyorlardı ama dersten sonra da cinsel ilişkiye giriyorlardı. Sinan Oğan denen şahıs, kendisine viskiyi içiriyordu bardak bardak… Kendisi inat ediyordu. (M.Ö.) ‘Ben bu kadar viski içersem eve nasıl gideceğim’ falan diye… Her seferinde de bunu söylüyordu. (Sinan Oğan) ‘Gidersin, gidersin’ diyordu. Bu kızı sarhoş şekilde dışarıya gönderiyordu. Bu kız öyle geliyordu kendi evine.”

'Psikolojik tedavi gördüm'

Olayın ardından M.Ö.’ye kendisini aldattığını bildiğini söyleyen S.B., daha sonra M.Ö.’nün annesinin ‘Bu kız kendine zarar verecek’ dediği için ilişkiye devam ettiğini ve Hakkari’deki görevinde söz konusu olaylardan dolayı psikolojik sorunlar yaşadığını söyledi. Hakkari İl Jandarma Komutanlığı’ndaki psikiyatri doktorunun kendisine 1 aylık izin verdiğini ve bu süre zarfında kendisini çağıran M.Ö’nün Ankara’daki evine geldiğini belirten S.B., üçüncü bir aldatma vakasının bu dönemde yaşandığı iddiasında bulundu.

‘Oğan M.Ö.’ye cinsel saldırıda bulundu' iddiası

S.B., Sinan Oğan’ın TÜRKSAM binasında M.Ö.’yü tersten ilişkiye zorladığını öne sürerek, alkol koması nedeniyle kusan M.Ö.’yü yarı çıplak şekilde binanın içinde gördüğünü belirtti. Daha sonra S.B, M.Ö.’yü binadan çıkartıp hastaneye götürdüğünü dile getirerek, duruşmada şu iddialarda bulundu:

“… Hâlâ programın kendisinde olduğunu bile bile kendisi TÜRKSAM’a gitti. Ben seslerini duydum orada tekrar. Tekrar viski içmeye başladılar. M.Ö. ilk önce reddetti. Reddetmeden önce ‘Ben o kafada değilim’ dedi. M.Ö. ‘Bir şeyler hazırlayabilir misiniz?’ dedi. Ben duyuyorum bunları efendim. Daha sonra, Sinan Oğan ‘Hazırlıyorum, acele etme’ dedi. ‘Cimcime’ bir şeyler söyledi buna. Ondan sonra orada bir gülüştüler, daha sonra viskiyi doldurmaya başladı. Viski içmeye başladılar. Sinan Oğan kurumun bütün pencerelerini kapattı, perdelerini çekti. Televizyonun sesini yükseltti. Kimse dışı (dışarısı) hiç duymasın diye, hiçbir yere ses gitmesin, anlaşılmasın diye… Daha sonra, ben bunların tekrar cinsel ilişkiye girdiği anları dinlemeye başladım.

M.Ö. ağlamaya başladı. İlişki esnasında dedi ki; ‘Çıkart, istemiyorum’ dedi. Ters ilişkiye zorladı M.Ö.’yü. Bir şişe viski içirilir mi şu kıza?

Daha sonra ‘Çıkart, istemiyorum’ diye ağlamaya başladı. Ben kendimi evde zor tutuyorum.

Viskinin etkisiyle bu kız daha sonra bilincini kaybetmeye başladı. Kurumun içine kustu bu kız. Daha sonra şahıs (Sinan Oğan) dedi ki; ‘Her yeri batırdın kova getireyim de ona kus bari’. Gitti içerden bir tane kova getirdi. Duyuyorum ben her şeyi, daha sonra içeriye getirdi. Bu kovaya kusturdu bu kızı.

M.Ö. yerde… O sırada yerden kaldırdı. ‘Yürü bakayım yürüyebiliyor musun?’ dedi. Yürüyemedi, düştü, kafasını vurdu oraya. Kaldırdı bunu masaya, sandalyeye oturtturdu.

Ondan sonra inlemeye başladı bu alkolün ve ilişkinin acısından ve alkolün etkisinden dolayı orada hem ağlıyor hem inliyor. O vicdan yoksunu insan da şunu diyor, bu kıza diyor ki ‘Yaptığıma pişman ettin. Bir daha yapmayacağım bunu.’ Yüzü burada, ‘Yaptığıma pişman ettin’ diyor. ‘Her yeri batırdın’ diyor. ‘Kalk üstünü giyin’ diyor. ‘Annen arayacak, başımı belaya sokacaksın benim’ dedi. Ben her şeyi duyuyorum. Bu kıza bağırmaya başladı. M.Ö. dedi ki, ‘Sinan Bey kızıyor musunuz?’ dedi. ‘Kızıyorum tabii şu haline bak, şu düştüğüm hale bak’ dedi. Ondan sonra ben dayanamadım…

Ben o güvenlik kamerasının olduğu yerden aşağı indim. Sola döndüm. Güvenlik caddesinden devam ettim. Meclis’in orada bir ziyaretçi gibi bir giriş var, oradan da devam ettim. TÜRKSAM’a, kurumun oraya geldim.

… Kapıya vurmaya başladım. ‘Aç, içeride olduğunuzu biliyorum, çabuk kapıyı aç, kız ölecek’ dedim. Orada, kız komaya girecek, alkol komasına…. Aç diyorum, açmıyor. Aç diyorum, açmıyor.

‘Bu kapıyı açacaksın ya da ben polisle geleceğim. Bu kızı böyle çıkaracağım’ dedim…. Kız ölüyor, içeride inim inim inliyor.

… İçeriye girer girmez adam zaten ne yapacağını şaşırmış, o da alkollü şekilde kapıyı açtı bu açar açmaz ben direkt kapıyı açtım. Sağa bi’ döndüm. Bu kız yerde yatıyor yarı çıplak!

Sinan Oğan kapıyı açtı, ‘sakin ol’ dedi.

‘Ben zaten sakinim, çekil şuradan, önümden ‘dedim. Önümden çekildi, kapıyı açtım. M.Ö. yerde yarı çıplak yatıyor, üstüne başına kusmuş yerde koridorda yatıyordu, yatırmış kızı koridora…

Daha sonrasında ben Sinan Oğan’a ‘54 yaşındasın. Kendinden 31 yaş küçük bir insana bunu yapmaya utanmıyor musun?’ dedim. Daha sonra kendisi ‘Benim yanıma bu şekilde geldi’ dedi.

… sabah akşam benimle kalmış kız, sabah beraber uyanmışız, kahvaltı yapmışız. Öğleden sonra direkt kuruma geçmiş, 10 dakika yürüyüş mesafesi evden… Bu kız benim yanımda alkol içmedi ki…

‘Ahlak bekçisi, vatan, millet, Sakarya’ diyen bir insansın dedim. ‘Sen benim uzman çavuş olduğumu, kızla 5 yıldır beraber olduğumu, benim terörle mücadele ettiğimi biliyorsun’ dedim.

‘Sen böyle bir insanın evleneceği insana bunu yaptın’ dedim.

Bu M.Ö.’ye acıdım, ‘Hastaneye götüreceğim, kendini toparla’ dedim. Daha sonra bunu kapıdan çıkardım. Çıkardıktan sonra o antreye gelirken kolumda bayıldı. M.Ö.’yü dışarıya götürdüm, kaldırıma yatırdım. Çantasını kafasının altına koydum. Güvenlik kamerası kayıtları Meclis’in orayı görüyor.

Daha sonra ben direkt ambulansı aradım. Ambulansa aynen şunu söyledim; ‘Panik atak hastalığı vardı, panik atak geçiriyor’ dediğimi hatırlıyorum. ‘Aşırı derecede alkol, iç alkol durumu var’ dedim. ‘Şu an kaldırımda yatıyor sürekli, kriz geçiriyor’ dedim. Acil bir ambulans gönderin… Adresi verdim.

Benim telefonum sessizdeydi. Daha sonrasında telefonumu cebime koydum. Ambulans bir türlü gelmiyor. Bir tane teyze indi yukarıdan seslere… Sarı saçlı bir tane teyze ‘Bu kıza, bunu kim yapmış? Kim yaptıysa söyle, burada barındırmayacağım onu’ dedi. Teyzeye ‘Gözünü seveyim ambulansı bir daha ara, gelsin’ dedim. Teyze ambulansı aradı, aynı adresi verdi. Ambulans çağrı kaydını da talepte bulunacağım. Daha sonra ambulansı bekledik, gelmedi. Benim telefonum sessizdeydi. O sırada beni çağrı merkezinden 7 defa aramışlar. Yaklaşık hem özel numaradan hem Ankara numarasından aranmışım. Telefon sessizde olduğu için aklıma bile gelmedi bakmak. Daha sonrasında tam oradan taksi geçiyordu. Taksiye bindirdim, Ankara Şehir Hastanesi’ne götürdüm.”

M.Ö iddiaları yalanladı: ‘eve gidecekken yanlışıkla Türksam’a gitmişim’

Söz konusu iddiaları Sinan Oğan ve M.Ö. yalanladı. M.Ö. Ankara’da bir barda sarhoş olduğunu, mekan çıkışı evine gidecekken yanlışlıkla TÜRKSAM’a girdiğini söyledi.

M.Ö.  “Sanığın ifadesinde bahsi geçen Sinan Oğan’ın bana isteğim dışında cinsel saldırıda bulunduğu olayla ilgili anlattıkları doğru değildir, tarihini hatırlamadığım bir günde TÜRKSAM’daki çalışmamız bittiğinde oradan ayrıldım, staj arkadaşım soy adını hatırlamadığım M. birlikte Bestekar sokakta olduğunu hatırladığım 6:45 isimli mekana gittik. Burada viski içtim, hem alkole alışık olmadığım hem de havanın sıcak olması nedeniyle sarhoş oldum, henüz hava kararmamıştı akşama doğruydu mekan çıkışı evime gideceğim yerde yanlışlıkla alkolün de etkisiyle TÜRKSAM’a gitmişim. Kapıyı Sinan Oğan açtı, beni alkollü vaziyette görünce ayılmamı sağlamak için içeri çağırdı, alkollü olduğum için olayları hatırlamıyorum, benim için bu kısım flu, ancak kustuğumu hatırlıyorum, sonrasında sanığın da geldiği, beni alıp hastaneye götürdüğü doğru. Hastanede idrar tahlili için istenen idrarı almama yardımcı oldu. Hastaneden çıkışta birlikte benim evime gittik, hastanedeyken TÜRKSAM’da kusmuş olmamdan dolayı kendimi kötü hissettim, rezillik çıkardığımı düşündüm. Bunu ifade etmek için Sinan Oğan’ı aradım, özür diledim, ‘Tamam, sonra konuşuruz’ dedi.

‘Sinan Oğan’ın bana cinsel herhangi bir eylemi olmadı’

M.Ö “Ertesi gün Sinan Bey beni aradı, gittim, arabasıyla TÜRKSAM’ın arka sokağına gittik orada bana sanığı kastederek ‘Hala burada mı? Bu kişi sana zarar verecek, akli dengesi yerinde değil, tedbirini al, eğer onunla görüşmeye devam edeceksen sen de TÜRKSAM’a gelme’ dedi.

Çünkü daha önce sanık özellikle öğle tatillerinde TÜRKSAM’a gelip beni kolumdan tutarak, beni çekip alarak ‘Sen hala burada mısın?’ şeklinde tavırları oluyordu, Sinan Bey sanığı kastederek ‘Onu peşinden getireceksen sen de gelme’ dedi, sanığın iddia ettiği gibi Sinan Oğan’ın bana cinsel herhangi bir eylemi olmadı” diye konuştu.

‘S.B. bana zarar veriyordu’

M.Ö. ayrıca casus yazılım programını S.B.’nin telefonuna kendi rızası dışında yüklediğini beyan etti.

M.Ö. şunları söyledi:

“… Bir süre sonra sevgili olduk, ancak ilişkimiz toksik ilişki şeklindeydi, bana zarar veriyordu, ayrılmak istediğimi söylediğimde bana ve kendisine zarar vereceğini belirterek tehdit ediyordu.

İçişleri Bakanlığı, TÜRKSAM ve SDE (Stratejik Düşünce Enstitüsü) staj yaptım, bu nedenle ekonomik olması için Ankara’da ev tutup burada yaşamaya başladım, sanık Hakkari’de görevli olduğu dönemde yaşadığı psikolojik sıkıntı nedeniyle hava değişimi adı altında izin alıp Ankara’ya geldiğinde yanımda kalıyordu, telefonuma casus program yüklediğinden haberim yoktu, 2021 yılının yaz ayları sonu ya da sonbaharında annem bana ‘S.B. senin yaptığın her şeyi biliyor, nereye gittiğini, kimlerle görüştüğünü bana anlatıyor, bu seni bir şekilde takip ediyor, dikkatli ol’ diye uyardı. Sanığa sordum, bana gönderdiği ekran görüntülerinden gerçekten beni takip ettiğini, kimlerle görüştüğümü bildiğini anladım, her sevgili arasında olduğu gibi ben de zaman zaman ona nereye gittiğime ne yaptığıma dair video ya da fotoğraf çekip attığım anlar oluyordu, ancak telefonuma yüklediği program yardımıyla beni takip ettiğini, onun bana gönderdiği ekran görüntülerinden anlıyordum. Buna dair elimde herhangi bir görüntü yoktur, sildim.

‘Program bilgim dahilinde yüklenmedi’

2021 yılının sonbaharında sanık telefonuma casus program yüklediğini itiraf etti ve bunun nasıl çalıştığını anlattı, aslında bu program ebeveynlerin çocuklarını takip etmek için oluşturulmuş hayalet program olarak adlandırılan bir sistemmiş, ben telefonumun kamerasını açmasam dahi program aracılığıyla karşı taraf benim bulunduğum ortamı izleyebiliyormuş. Program kesinlikle bilgim dahilinde telefonuma yüklenmedi, telefonumda programın olduğunu öğrendiğim andan itibaren silmek için çok uğraştım, başaramadım, kafayı yedim, sanıktan rica ettim, telefonuma format atarak programı sildiğini söyledi.”

Oğan: M.Ö Türksam'a sarhoş dedi 

Sinan Oğan da M.Ö’nün TÜRKSAM’a sarhoş vaziyette geldiğini, kendisinin M.Ö.’ye müdahale ettiğini söyledi. Oğan “Daha önce de ifade edildiği üzere TÜRKSAM’a sarhoş bir vaziyette geldi kendisi. Bizim biraz ilerimizde oturduğunu ifade etti, yanlışlıkla geldiğini… Zaten geldiğinde hali kötüydü, kustu. Yani doğal olarak da çalışanımızın gelip ofiste sarhoş bir vaziyette kustuğunu görünce müdahale etmeniz gerekiyor. Ben de müdahale ettim o esnada. S.B. geldi kapıyı çaldı, ben de içeri aldım. ‘Burada ne yapıyorsunuz?’ dedi, ben ‘Bir şey yapmıyoruz’ dedim. Zaten gayet gözünün önünde kusan bir vatandaşın oturmuş bir vaziyette şeyi vardı, durumu vardı. Sonra aldı hastaneye götürdü” şeklinde konuştu.

Casus program ortaya çıkınca Oğan şikayetçi oldu

2021 yılı Ağustos ayında yaşanan söz konusu olayın ardından S.B., M.Ö. ile olan ilişkisini sonlandırdı.

Tarihler 2023 yılının Temmuz ayını gösterdiğinde ise olayın yargıya intikal etmesine neden olan gelişme yaşandı. M.Ö., S.B.’nin kendi telefonuna casus yazılım yüklediğini Sinan Oğan’a söyledi.

Oğan: Hakkımda hazırlanan montaj video bana gönderildi

Bunun üzerine Sinan Oğan ile S.B. arasında Telegram hesabı üzerinden yazışmalar başladı.

Oğan, S.B.’nin kendisi hakkında montaj video hazırladığını ve söz konusu videoyu kendisine gönderdiğini, ancak videoyu karşı taraf sildiği için elinde delil olmadığını dile getirdi. Duruşmada ‘Bunu kabul etmem mümkün değildi’ diyen Oğan şu ifadeleri kullandı:

“Ben çok net bir şekilde sanığı uyardım, yazışmalarda da bu var, yaptığının suç olduğunu, kendisinin montaj video hazırladığını bunun neticesinde işinden olabileceğini, bunun neticesinde ceza alabileceğini uyararak söylediğimi ifade ettim. Kendisi de ‘Evet, ben bunların hepsinin farkındayım, bilerek ve isteyerek bunu yapıyorum’ dedi.

(Montajdan kastım) Benim o gördüğüm ve tek seferlik olan videoda şöyle şeyler var… İlgili kişinin (M.Ö) telefonuna casus program yüklemiş, ilgili kişi gelirken yüzünü gösteriyor… Geliyor işte, iş yerine (TÜRKSAM) oturuyor, iş yerinden çıkıyor…

Orada ne bileyim bir takım eklemeler yapmış, işte haritalar koymuş, şuradan geldi, şuradan gitti. Türk filmlerinden replikler araya eklemiş, araya bir takım ses kayıtları eklemiş. Böyle oturmuş, hakikatten bir şey yapmış yani, bayağı bir çalışma yapmış.

Şimdi ben ona baktım orda benimle ilgili bir şey yok bir iki tane fotoğraf koymuş benimle ilgili, sadece bir takım ses kayıtları koymuş. Bu bir montaj ve bu bir suçlama dolayısıyla da tabii ki şikayette bulunacaktım, bunu kabul etmem zaten mümkün değil.”

S.B.: Montaj görüntü yapmadım

S.B. ise Oğan’ın iddialarını reddetti. Söz konusu casus programın görüntü kaydetmediğini yalnızca canlı takip yapabildiğini ifade eden S.B. Oğan’a Telegram üzerinden gönderdiği videonun M.Ö.’nün TÜRKSAM’da telefonundan çektiği ve kendisine gönderdiği görüntüler olduğunu söyledi.

‘Benden 7 milyon istedi, içişleri ve mit’e haber verdim, operasyon yapıldı

Oğan, söz konusu yazışmaların devamında S.B.’nin kendisinden görüntüleri yaymama karşılığında 7 milyon lira para istediğini, bunun üzerine İçişleri Bakanlığı ile Milli İstihbarat Teşkilatı’na haber verdiğini anlattı.

S.B. ise bir şantajda bulunmadığını, yalnızca borç istediğini ifade ederek, Oğan’a savcılığa suç duyurusuna gideceğini söylemesi sonrası gözaltına alındığını söyledi.

Karşılıklı iddialar duruşma kayıtlarına şu şekilde yansıdı:

Sinan Oğan: “İşte ‘Elimde sizin görüntüleriniz var, elimde ne bileyim, ben neleriniz var vesaire şeyler diyordu, olamayan bir şeyin görüntüsü ancak yapılabilir. Ben de kendisini ciddiye almadım bu manada ve çok da önemsemedim, en son artık Ağustos’un 20’si miydi, 21’i miydi, o tarihlerde kendisi 7 milyon lira para talep etti. Vermediğim takdirde, işte yedi seneye karşılık 7 milyon gibi böyle bir iddiada bulundu. ‘Bunu bütün Türkiye’ye yayacağım’, eşine göndereceğini falan… Ben de dedim ki; Bir… Olmayan bir şeyi iddia ediyorsun. İki… Bu montaj kayıtlarla bana karşı yönlendirdiği bu suçlamaların… Kendisinin Jandarma’da çalıştığını biliyordum. ‘Bunun suç olduğunun farkında mısın?’ diye yazdım kendisine… ‘Evet’ dedi, ‘Ben her şeyin farkındayım. ‘Her şeyi göze aldım, ya bana 7 milyon lira vereceksin veyahut ben bunu yayacağım” Ben de dedim ki; ‘Akşamı bekle’. Bu esnada ilgili kurumlarımızla görüştüm ve ilgili kurumlarımıza bu kişinin bana karşı bir şantaj, tehdit ve…

… Milli İstihbarat Teşkilatı ve İçişleri Bakanlığı ve bu kurumlarımız kendisine yönelik ortak operasyon yaparak kendisini gözaltına aldıklarını bana ifade ettiler…”

‘Yalnızca borç para istedim’

S.B.: “Benim hayatımı mahvettiniz, benim geleceğimi mahvettiniz’ dedim. ‘Benim işimi, işimle olan bağımı koparmaya çalıştınız, beni psikolojik olarak yıprattığınız benim mahvettiniz hayatımı, telafi edin, senden bunu karşılıksız istemiyorum, bunu borç olarak istiyorum, misliyle geri ödeyeceğim’ dedim. Ben oraya özellikle borç olarak yazdım zaten. Haram para yiyecek değilim. Düzenimi kurayım, geri misliyle öderim yazdım.

‘Savcılığa gideceğimi söyleyince bir saat içinde gözaltına alındım'

… Daha sonra ben baktım olacak gibi değil. ‘Senden iğreniyorum’ dedim. ‘Bu konudan da vazgeçiyorum, hiçbir şey istemiyorum, Cumhuriyet Savcılığına senin nasıl bir insan olduğunu göstermek için elimdeki delillerle gideceğim’ dedim. Cumhuriyet Savcılığına kendimi ihbarda bulunacağım.

… Daha sonra tam aşağıya inecektim, savcılığa gidecektim yani, tam aşağıya inecektim kapı çaldı. Kapı çalınca gittim. Delikten baktım polisler.

…Delillerimi vereceğim dedikten sonra (Sinan Oğan) beni şikayet ediyor. Bir saat içinde beni şikayet ediyor. Savcılığa gitmeden önce evime polisleri gönderiyor.”

İddianameyi Sinan Ateş davasına bakan savcı hazırladı 

S.B. ile Sinan Oğan arasındaki karşılıklı suçlamaların yer aldığı bu görüşme sonrası Bursa’da ikamet eden S.B., Sinan Oğan’ın Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayeti sonrası 22 Ağustos 2023 tarihinde gözaltına alındı.

Adliye kaynaklarından ulaşılan belgelere göre başsavcılık, müştekilerin Ankara’da ikamet etmesi nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu’na gönderdi. Dosyanın Ankara’ya ulaşmasının ardından soruşturmayı Sinan Ateş davasının iddianamesini yazan ve sık sık eleştirilerin hedefi olan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Aykut Cihangir yürüttü.

Örgüt suçu iddiasıyla dosya kısıtlandı

Savcı Cihangir, S.B.’nin 31 Ağustos 2023 tarihinde suç işlemek amacıyla örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçunu işlediği iddiasıyla, nöbetçi sulh ceza hakimliğinden dosyaya kısıtlama yani gizlilik kararı verilmesini istedi. Talep kabul edildi.

3 Kasım 2023 tarihinde iddianame hazırlandı. İddianamede S.B.’nin Sinan Oğan’a yönelik özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek, kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak ve şantaj suçlarından cezalandırılması istendi.

4 ay tutuklu kaldı, ilk celsede tahliye edildi 

S.B. yaklaşık 4 ay tutuklu kalmasının ardından 12 Aralık 2023’te Ankara 43. Asliye Ceza Mahkemesi’nde çıkarıldığı ilk duruşmada tahliye edildi. Duruşma savcısının “silahların eşitliği prensibi”ne aykırı davranıldığını, iddianamede belirtilen iddiaların dosyada bulunmadığı gerekçesiyle talep ettiği tahliye talebi mahkemece kabul gördü.

Siyasi şantaj mı yapıldı? 

9 Mayıs 2024 tarihinde yapılan ikinci duruşmaya ise Sinan Oğan’ın avukatı Kürşat Ergün’ün sözleri damga vurdu.

Ergün, Sinan Oğan’ın cumhurbaşkanı adayı olduğu dönemde, siyasi şantaja uğraması hedefiyle S.B’nin elinde Sinan Oğan’a ait görüntüler olduğunu söyleyip bazı siyasi partilere gidip gitmediğini sordu. Ergün bu noktada söz konusu şantaj konusunda ilgili taraflara ulaşmaya çalıştıklarını ifade etti.

Ergün “Şimdi 2 sene sonunda Sinan Oğan bir siyasi süreç içerisine giriyor ve bu noktada menfaat temin edileceği düşünülen noktaya geliyor, şantaja uğraması kaydıyla-şimdi henüz tam olarak kişilere ulaşmamakla beraber ulaşamadık, ulaşmaya çalışıyoruz-Bursa’da bazı siyasi partilere gidip elinde Sinan Oğan’a ait görüntüler olduğunu söyleyerek Sinan Oğan’a yönelik zarar verme çalışması işine başlamış mı başlamamış mı kendisine bunu soruyorum, bu önemli bir soru.” sözlerini kullandı.

İddiayı reddeden S.B. bu soruya “Kesinlikle öyle bir şey olmadı.” yanıtını verdi.

M.Ö. Şikayetinden vazgeçti

S.B. hakkında Sinan Oğan dışındaki ikinci şikayetçi M.Ö.’ydü. M.Ö., 9 Eylül 2024 tarihinde şikayetinden vazgeçti.

Dikkatler şimdi Ekim ayında yapılacak diğer duruşmada.

Veryansın Tv S.B.’ye ulaşmaya çalıştı ancak ulaşamadı. Sinan Oğan ve avukatı Kürşat Ergün’e de siyasi şantaj konusunda sorular yöneltildi. Ancak Veryansın Tv’nin soruları yanıtsız bırakıldı.(Veryansıntv)

İstanbul Haber Ajansı

Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
ÇOK OKUNANLAR
Tüm Hakları Saklıdır © 2009 İstanbul Haber | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : 0212 970 87 88 | Haber Scripti: CM Bilişim