Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mensur Akgün, İsrail ile ilişkilerin düzelmesinin Türkiye açısından önemli bir gelişme olduğunu söyledi.
2010 yılında İsrail donanması tarafından Mavi Marmara gemisine yapılan operasyonda 9 kişi yaşamını yitirdi. Türkiye ile İsrail arasında bu olay nedeniyle ilişkiler uzun süre gerildi, sonrasında ilişkilerin düzelmesi için yoğun bir diploması trafiği oldu. Nihayet taraflar "normalleşme" için gün belirledi. Anlaşmadan sonra Gazze'de inşa edilen hastaneyle ilgili prosedürler de tamamlanacak. Türkiye'nin ilaç, personel takviyesi konusunda ise İsrail herhangi bir sorun çıkarmayacak.
6 yıldan bu yana ilişkilerin pek parlak sayılmadığını belirten Prof. Dr. Akgün, İki tarafında yeteri kadar konuşup belirli konular üzerinde mutabakata vardığını söyleyerek kamuoyunda ısınma turları yaptıklarını ifade etti.
"TÜRKİYE ELİNDEN GELEN YARDIMI YAPACAKTIR"
"İki ülkenin diplomatik ilişkilerinin yeniden büyükelçiler düzeyine getirilmesi için hangi şartların gerekli olduğu taraflar tarafından mutabakata varılacak" diyen Akgün, Gazze halkını şuan olduğundan daha farklı bir şey bekliyor. Çünkü Türkiye Gazze de o söylenen inşaatı yapma müsaadesini alırsa o zaman gerçekten Gazze halkı yaralanacak. Bide siyasi anlamda şuan Gazze halkına bizim bir katkımız olmuyor. İsrail ile ilişkilerimiz kötü olduğu müddetçe bizim Gazze'ye coğrafi ve siyasi olarak ulaşmamız mümkün değil. İsrail yolu açılacak olursa Türkiye elinden gelen her türlü yardımı Gazze'ye yapacak. Tabii ki insanı yardım askeri yardıma İsrail müsaade etmeyecektir" dedi.
"ORTADOĞU'DAKİ SORUNLARLA BAŞ ETMEK İÇİN ÜLKELERLE İŞ BİRLİĞİ ŞART"
İki tarafın anlaşmasını çok önemli bir gelişme olarak dile getiren Akgün, sözlerine şöyle devam etti;
"Türkiye'nin Mavi Marmara olayından sonra ilişkileri normalleştirmek için üç tane temel koşulu vardı bunlardan bir tanesi de Gazze'nin üzerinde uygulanan ambargonun kalkmasıydı. İnsani olarak bu ambargo varılacak olan mutabakatla belli ki kalkacak. Türkiye'nin aslına bakarsanız Rusya'yla da ilişkilerini düzenlemesi gerekiyor. Gerekiyorsa eğer özür dilemesi, tazminat ödemesi lazım. Bunları gerçekleştirmek içinde her şeyden önemlisi Rusya ile konuşması gerekiyor ki bundan sonra konuşacaklardır. Aynı şey Mısır ile olan ilişkiler içinde geçerli. Bir konjonktür içerisinde bunlar bozulmuştu şimdi o konjonktürün yarattığı zarar bütün ülkelerin ikili ilişkilerinde bu şekilde sürdüreceği yarardan çok daha fazla. Dolayısıyla kar zarar hesabı yaptığınızda Mısır'ın, İsrail'in ve tabii ki Türkiye'nin de görmüş olduğu şey bu şekilde bu ilişkilerin yürütülmesinin imkânsız olduğu yönünde. Bölgede çok ciddi sorunlar var. Türkiye bunların pek çoğuyla baş etmek zorunda kalıyor. Bu sorunların üstesinden gelebilmek içinde işbirliğine çok ciddi şekilde ihtiyaç var. Bizim PKK ile olan mücadelemizde, İŞİD'e verdiğimiz siyasi ve askeri mücadele içerisinde de bölge ülkeleriyle mutlaka iş birliği içerisinde olmamız gerekiyor".
