Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 3-9 Kasım Organ Nakli Haftası dolayısı ile organ nakli olduktan sonra hayatlarına devam eden hastalarla bir araya geldi. Organ nakli sayesinde ikinci kez hayata tutunan hastalar için "ikinci doğum günü pastası" kesilirken, hastane yönetimi ve hastalar bu anlamlı günü birlikte geçirdi. Kalp nakli olan 67 yaşındaki hasta Nurettin Özırmaktepe ile 8 yaşındaki Hafsa Zeynep Koç da etkinlikte ikinci doğum günlerini kutlamak için pasta kesti.
3-9 Kasım Organ Nakli Haftası nedeni ile Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bir dizi program düzenlendi. Günü ilk bölümünde, hastane konferans salonunda düzenlenen organ nakli bilinçlendirme seminerine Başhekim Prof. Dr. Kaan Kırali, Akciğer Nakli Birimi Klinik Şefi Doç. Dr. Erdal Taşçı, hastane yöneticileri, organ nakli olan ve organ nakli bekleyen hastalar ile hastaların yakınları katıldı. Organ bağışı konusunda yanlış bilinenlerin masaya yatırıldığı seminerde vatandaşların organ bağışı konusunda çok daha duyarlı olmaları gerektiği vurgusu yapıldı. Kalp naklinin bilinmesine rağmen akciğer naklinin neredeyse hiç bilinmediği kaydedilirken, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesinin kalp ve akciğer naklinde Türkiye'de üstlendiği öncü role dikkat çekildi. Nakilli hastaların sahneye çıkarak söz aldığı programda salona hitap eden 8 yaşındaki Hafsa Zeynep Koç'un konuşması, salonda duygusal anlara neden oldu. Bazı hastalar gözyaşlarını tutamadı.
Seminer sonunda Başhekim Prof. Dr. Kaan Kırali tarafından organ nakli operasyonu geçiren ve hayatlarına başarılı bir şekilde devam edenler ile organ nakli bekleyen hastalara hediye takdim edildi. Ardından da hastane tarafından, organ nakli sayesinde ikinci hayatlarına sımsıkı tutunan hastalar için Organ Nakli Haftası'na özel olarak hazırlatılan pasta kesildi. Pastanın mumları, hastanenin en küçük kalp nakli hastası Hafsa Zeynep Koç tarafından üflendi.
"Prof. Dr. Kaan Kırali: Esas amaç organ naklinde duyarlılığı tüm topluma yaymak"
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Kaan Kırali, günün önemine ilişkin İhlas Haber Ajansı'na konuştu. Organ yetmezliğine bağlı hayat kalitesi düşmesi ve hayati tehlikenin, son yüzyılın belki de en önemli sorunu haline geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kırali, "Hastanemizde özellikle kalp ve akciğer nakli konusunda Türkiye'nin öncüsüyüz. Türkiye'de kalp nakillerinin en az üçte birini, akciğer nakillerinin de yaklaşık yarısını hastanemiz gerçekleştiriyor. Bu bağlamda, ülkemizin bu ciddi sağlık sorununa çok büyük bir çözüm ürettiğimizi düşünüyoruz. Ancak ülke bazında baktığınızda organ nakli sayıları çok az. Nakil yaptığımız hastalarla Organ Bağışı Haftası'nda bir araya geldik. Çok güzel bir etkinlik gerçekleştirdik. Burada tekrar hayata bağlanan, hayata dönen, hayata tutunan nakilli hastalarımızla bir arada olmak bizi çok duygulandırdı. Onların hissiyatlarını içimizde hissettik. Tabi ki esas amaç duyarlılığı tüm topluma yaymak. Toplumdaki bağışçı sayısının arttırılması için gerekli kampanyaları başlatabilmek, öncü olabilmek. İnşallah organ nakli yaptığımız bu hastalar da toplum içerisinde bizim birer elçimiz olarak bu işlerin ne kadar başarılı yapıldığını, sonuçlarının ne kadar iyi olduğunu tüm topluma göstererek, organ bağışına niyetlenecek vatandaş sayımızın arttırılmasına katkıda bulunacaklarını düşünüyoruz" diye konuştu.
Kalp nakli olan en küçük hasta 8 yaşındaki Hafsa Zeynep Koç, "Ben ameliyat olmadan önce oynayamadım, okuyamadım, okula gidemedim, dışarıya çıkamadım, hep öksürdüm. Ama sonunda kalp geldi, bana çıktı. Ben de ameliyatımı oldum ve sonunda okula gidiyorum" dedi. Kendisine organ nakli operasyonunu başarılı bir şekilde gerçekleştiren hekimlere teşekkür eden Hafsa, "Onlar beni ameliyat ettiler, beni hayata döndürdüler. Ama tek onların elinde değildi. Allah istedi, bana kalp verdi. Eğer beni yaşatmak istemeseydi yaşatmazdı, yaşatmak isteseydi yaşatırdı ve şu anda hayattayım, ayakta yürüyorum. Düşe kalka öğreneceğim, düşe kalka oynayıp zıplayacağım, okuyacağım" diye konuştu.
En büyük ve en küçük kalp nakli hastası bir arada
Türkiye'nin en yaşlı kalp nakli olan hastası unvanına sahip 67 yaşındaki Nurettin Özırmaktepe ise, "Buraya Halkalı'dan geldim. Tabi önce Allah bunu bize nasip etti. Bunun için de müteşekkirim ve teşekkür ediyorum hocama" dedi.
Bu sırada hastanenin en büyük ve en küçük nakilli hastalarıyla birlikte olmanın önemli bir mesaj içerdiğine dikkat çeken Başhekim Prof. Dr. Kaan Kırali, "Buradan çok önemli bir mesaj çıkıyor. Her türlü organ naklinin 7'den 70'e herkese yapılabildiğini, hiç kimsenin bundan muaf olmadığını ve herkesin eğer yaşayacak ömrü varsa bunun bir şekilde karşısına çıkacağını buradan anlıyoruz" ifadelerini kullandı.
Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer Nakli Birimi Klinik Şefi Doç. Dr. Erdal Taşçı ise, "Hastalarımıza tekrar nefes aldırabildiğimize inanıyoruz. Ayağa kalkan her hasta bizim için çok önemli. Çünkü onlar bizim hastalarımız değil, ailemizin bir parçası ve biz git gide, günden güne büyüyen bir geniş aileyiz" diye konuştu.
Akciğer nakli olan hastalardan Oktay Yüksel, "Ben akciğer nakli olalı 19 ay oldu. Daha evvel 24 saat oksijene bağımlı yaşıyordum. Nakilden sonra Allah'a çok şükür, hocalarımın sayesinde yeni bir hayata başladım. Şu anda gayet sağlıklı yaşantımı sürdürebiliyorum ve rahat nefes alabiliyorum" dedi. Bir diğer akciğer nakli hastası Sinan Gürsoy, "Ben de son 2 ayda 24 saat makinelere bağlıydım. Akciğer nakli maalesef vurgulanamıyor. İlaç prospektüslerinde dahi bütün nakillerin isimleri var, akciğer nakli yok. Bunların bir şekilde geliştirilmesi ve Türkiye'de organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir şekilde anlatabilmemiz gerekiyor" diye konuştu.
'İki kardeşe iki kalp nakli'
Her ikisi de kısa aralıklarla kalp nakli olan Leyla Çelik ve Adnan Ok kardeşler ise organ naklinin bambaşka bir duygu olduğunu anlattı. Abla Leyla Çelik, "Kardeşim kalp nakli beklerken, "Sen de kalp nakli olmak zorundasın" dediler. Kardeşimi ilk duyduğumda zaten bir şok yaşadım. Onu yaşayınca benim durumum biraz daha kolay oldu. O çıktı, ben yattım. 2018 Eylül ayında nakil gerçekleşti. Gerçekten herkesin yapması gereken bir şey. İnsanı yaşatmak ne güzel. Ailelerle de görüşüyoruz" dedi. Adnan Ok ise insan hayatı kurtarmanın önemli olduğunu belirterek, "O insanlar Bulgaristan'dan gelmişti. O şekilde bağışladılar. Onlar sayesinde hayata tutunduk. Artık biz de onların evladı gibiyiz, görüşüyoruz. Gerçekten buraya düşmeden önce insan anlamıyor. Önemli olan buraya gelmeden anlamak. 8 ay bekledim ben. Çocuğum burayı benim evim olarak biliyordu çünkü beni hep burada gördü küçükken. Çok zor bir süreç. O yüzden bağışın yapılması çok önemli. Toprak olacağına hayat olsun. Bağış, duygusu anlatılmayacak bir şey. Kardeş olarak çok mutluyuz. Aileler için de çok zor. Herkese bir gün olacak ama en azından geride kalanlara bir hayat veriyor" şeklinde konuştu.
Günün devamında Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesindeki birimlerin oluşturduğu futbol takımlarının katılımıyla düzenlenen futbol turnuvasının final turu gerçekleştirildi. Üçüncülük mücadelesinin ardından Teknik Servis ve Kardiyovasküler Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesi, turnuvanın birinciliği için mücadele etti. Renkli maçı kazanarak kupaya uzanan taraf Teknik Servis oldu. Takımlar üçüncülük ödülünü Beşiktaşlı eski futbolcu Ali Cansun Begeçarslan, ikincilik ödülünü hastanede kalp nakli olan Varol Kanbur ve birincilik kupasını Kurucu Onursal Başhekim Prof. Dr. Cevat Yakut'un elinden aldı. Kupa seremonisi sırasında renkli görüntüler oluştu.
Organ bağışı gibi önemli bir konuda Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ailesinin kendisini misafir etmelerinden onur duyduğunu anlatan Ali Cansun Begeçarslan, "Organ bağışının hayat kurtardığı gerçeğini unutmayan ve böyle güzel bir organizasyon yapan tüm arkadaşları tebrik ediyorum. Burada olmak gerçekten büyük bir mutluluk. Bu konuda çok ihtiyacı olan insanlar oluyor. Organ bağışının, bir insanın hayatını kurtarmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Çok duyarlılık gerektiren bir konu. Ben bu konuda hassasiyet gösteren herkese teşekkürlerimi iletiyorum. Ben de dahil, organ bağışının hayat kurtardığı gerçeğini unutmamamız gerekir" dedi.