İYİ Parti lideri Meral Akşener, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile birlikte İstasyon Caddesi Alternatif Bulvarı ve Altyapı Projesi Açılışı ile Etimesgut-Sincan Projeleri Tanıtım Törenine katıldı. Burada yaptığı konuşmasında iktidarı hedef alan Akşener, “15 Mayıs gününden itibaren Türkiye’de sizin paranızı çalanlar, sizin hakkınızı yiyenler hesap verecekler. Çalanlar ve yiyenler, kayıranlar hesap verecek. Hukukla, yargıyla verecek. Siyasetçi parmağını uzatıp şunu yargılayın demeyecek. Cumhurbaşkanı çıkıp da ‘Ey Meral Akşener, bu daha iyi günlerin senin. Yarın başına neler gelecek’ diyemeyecek. Çünkü siyasetçi, intikam makamı değildir. Ama çalanın, çırpanın, haksızlık yapanın, hırsızlık yapanın ensesinde olması içinde yargıyı hür, korkusuz, bağımsız, objektif, korkusuz kılandır” ifadelerini kullandı.
Akşener'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle;
“Türkiye; uzun zamandır birbirlerini ittirip kaktıran bir sistemden bugüne; farklı görüşlerde, farklı anlayışlarda, farklı çözüm önerilerinde yol yürüyen pek çok siyasi partinin bir araya gelip, ortak görüşlerde uzlaştığı bir Millet İttifakı’nı kurdu. Dolayısıyla Millet İttifakı’nın bileşenleri, mensupları kendi görüşlerini elbette muhafaza etmek kaydıyla; Türkiye için, Türk milleti için, gençler için, kadınlar için, emekliler için, işçiler için, işsizler için ortak projelerde, ortak çalışmalarda bir araya geldiler ve birbirine saygı duyarak bir yolculuk başlattılar.
“YAN GELİP YATAN DANIŞMANLARA 10 MAAŞ ÖDEYENLERE YUH OLSUN"
Saygı kelimesi çok önemli… İki üniversite mezunu torunu, yıllardır işsiz. İşte asıl derdimiz bu. Yani, Dursun ağabeyimi, asabileştirenler utansın. Torunu iki üniversite bitirip, yıllardır evde oturmuşsa, devlet ataması için girdiği sınavlardan yüksek puan almasına rağmen, AK Parti bünyesinde tanıdığı olmadığı için, ‘ayısı, dayısı’ olmadığı için atanmamışsa; özel sektörde bile ‘tanıdığın var mı’ denilmişse, Dursun ağabeyimin burayı yakması gerekirdi, yakması… İlgileneceğim ağabey, ilgilenmediğim takdirde çık şurada bağır, de ki ‘Meral Akşener ilgilenmedi.’
Bu ülkenin genç kızlarını, bu ülkenin kadınlarını, bu ülkenin genç delikanlılarını işsiz bırakanlar… Buna karşılık beş maaş, on beş maaş danışmanlarına, hem de yan gelip yatan danışmanlarına ödeyenlere yuh olsun. Yandaş koruyanlar, akraba-i taallukatı zengin edenler… Yani o meşhur park… Başkanım beraber gezdik. Harcanan parayı düşünün. O üç kişiye verilen o paranın karşılığı kaç haneye doğal gaz verebilirdin başkanım? Kaç öğrenciye burs verilebilirdi? Ne yapıldı bunun karşılığı? Üç tane AK Partili zengin edildi, zengin. Sizin vergilerinizle, sizin paralarınızla; 800 milyon dolar çöpe atıldı, çöpe… Türk parasına çevirdiğiniz zaman, gençlerimizin elinde bilgisayarsız genç kalmazdı; tabletsiz genç kalmazdı. Ayda bir kilo et verilen evlere belki iki kilo et verilebilirdi. Haram zıkkım olsun hepsine.
“13. CUMHURBAŞKANI DÜRÜSTLÜĞÜNE, NAMUSUNA HEPİMİZİN KEFİL OLDUĞUMUZ SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU OLACAK”
Ben derin yoksulluk çalışıyorum. Daha evvel, hiç söylememişti, Mansur Başkan bana. Her evde bir engelli çocuğun yaşadığı, kağıt toplayarak geçinmeye çalışan ailelerin bulunduğu bir sokağı tek tek gezdim. O sokakta, erkeklerin de kadınların da dişlerinin çoğu yoktu. O sokaktakilerin büyük çoğunluğu, okula giderken sabah kahvaltısını, sabah kahvaltısı adı altında yapamıyordu. Bir kız çocuğuna sordum: ‘Sana ne alayım, ne istersin’ dediğimde; dediği şey; ‘Ben bir poğaça ile bir dilim kek istiyorum.’ Bugünün Türkiye’sinin başkentinde… Annesi dedi ki, ‘Biraz evvel, doğal gazımız ödendi.’ Büyükşehir ödemiş. Gösterdi bir kart, ‘bu kartla sadece et alabiliyoruz başkanım’ dedi, ‘güzel bir şey’ dedi. Çünkü ‘normal şartlarda bu eve et girmiyordu’ dedi, ‘şimdi giriyor’ dedi.
Bodurluk başladı gençlerde. Senin o bir kilo etin var ya, öyle şeylere sebep oluyor ki… Allah bin kere razı olsun. Gençten bir kadın. Ama ağzında diş yok. Buna karşılık, o eve doğal gazın ödenmesine dair katkı var. O çocuklar üşümüyor… Anne, eskiden ev temizliğine falan gidermiş eskiden, çocuk küçük olduğu için onu yapamıyor. Baba kağıt ve karton topluyor. Şimdi o ev en azından açlık çekmiyor. Sosyal belediyeciliği hayata geçiren Mansur Başkan’ın şahsında, 15 Mayıs’ta, inşallah Millet İttifakı iktidar olacak. İYİ Parti bu ülkenin sigortasıdır. İYİ Parti inşallah çok önemli bir başarı elde edecek ve 13. Cumhurbaşkanı dürüstlüğüne, namusuna hepimizin kefil olduğumuz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olacak ve 15 Mayıs gününden itibaren Türkiye’de sizin paranızı çalanlar, sizin hakkınızı yiyenler hesap verecekler.
Çalanlar ve yiyenler, kayıranlar hesap verecek. Ne ile hesap verecek? Hukuk ile verecek; yargıyla verecek. Siyasetçi parmağını uzatıp şunu yargılayın demeyecek. Cumhurbaşkanı çıkıp da ‘Ey Meral Akşener, bu daha iyi günlerin senin. Yarın başına neler gelecek’ diyemeyecek. Çünkü siyasetçi, intikam makamı değildir. Ama çalanın, çırpanın, haksızlık yapanın, hırsızlık yapanın ensesinde olması içinde yargıyı hür, korkusuz, bağımsız, objektif, korkusuz kılandır. Hukukun üstünlüğünü tam anlamıyla uygulayandır. Demokrasiyi tam anlamıyla uygulayandır.
“ERDOĞAN’I ELBETTE GAYET BÜYÜK BİR SAYGIYLA YOLCULAYACAĞIZ”
14 Mayıs günü, her bir kardeşim bir başka kardeşini sandığa götürecek, sandıklara sahip çıkılacak ve 14 Mayıs akşamı Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ı elbette gayet büyük bir saygıyla yolculayacağız. Sayın Kılıçdaroğlu’nu Cumhurbaşkanlığı makamında alkışlayacağız.”
İstanbul Haber Ajansı