Başörtüsü nedeniyle üniversiteye alınmayan 28 Şubat mağduru Hatice Sohbet, emeklilik planlaması yapması gerektiği yerde kariyer planlaması yapmak zorunda kaldığını ifade ederek, hayata 20 yıl geriden geldiklerini söyledi.
Türkiye tarihine "post modern darbe" olarak geçen 28 Şubat'ın üzerinden 24 yıl geçti. Ancak bıraktığı travmalar, acılar ve mağduriyet halen devam ediyor. Tam 24 yıl önce sadece başörtülü oldukları için üniversiteye alınmayarak eğitim hakları ellerinden alınan dönemin öğrencileri, o karanlık sürecin üzerinden yıllar geçse de yaşadıkları zulmü unutamıyor. O karanlık sürecin mağdurlarından sadece biri olan ve Malatya İnönü Üniversitesinde Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü okurken, 28 Şubat sürecinde okula alınmadığı için okulu bırakmak zorunda kalan Hatice Sohbet, yarım kalan eğitimini yıllar sonra tamamladı. 28 Şubat Mağduru Hatice Sohbet emeklilik planlaması yapması gerektiği yerde kariyer planlaması yapmak zorunda kaldığını ifade ederek, hayata 20 yıl geriden geldiklerini söyledi.
"Üniversitelerde Asker karakolu vardı"
28 Şubat mağduru Hatice Sohbet, Üniversitelerde jandarma karakolunun olduğunu ifade ederek, "İnönü üniversitesindeyken 28 Şubat mağduriyeti yaşadım. 1998 yıllında ben öğrenciydim. Malatya'da okuyordum. Türkiye genelinde ciddi bir yasak vardı. Despot bir yönetim vardı. Herkes benim istediğim gibi giyinecek, benim istediğim gibi düşünecek diye birilerinin bir hayali vardı. O hayal uğruna binlerce insan mağdur oldu. 10 binin üzerinde öğrenci okulunu bırakmak zorunda kalmıştı. Onlardan biride bendim. Başörtüsüyle eğitimime devam edemedim ve bu başörtüsü benim hayatım için çok önemliydi, benim kimliğimdi. Bende başörtüsüz bir hayatın benim için olmayacağını fark ederek, okulu bırakmayı tercih ettim. O zaman bazı üniversitelerde kampüs yasağı uygulanıyordu. Üniversitenin içinde asker karakolu vardı. O dönem onları yaşadık. Çok ciddi yasak baskı ve tutuklamalar yaşadık. Birçok arkadaşımız gibi okulumuzu bırakmak zorunda kaldık" dedi.
"Derslere alınmadık ama fakültenin önünde oturuyorduk"
Derslere alınmadıkları için fakültenin önünde oturduklarını söyleyen Sohbet, "98 yılında bizi okula almadılar. Biz 1 yıl boyunca her ders günü arkadaşlarımızla fakültemizin önünde oturuyorduk. Derslere alınmadık ama fakültenin önünde oturuyorduk. Tutuklamalar başladı, nezaretlere götürülüyorduk gencecik kızlar dayaklar yiyordu. Sanki çok büyük bir suç işlemişiz gibi davranıyorlardı. Toplumun düzenini bozmaktan hakkımızda davalar açılıyordu. Mecburen okuduğumuz şehirleri terk etmek zorunda kaldık" şeklinde konuştu.
"2011 yılında afla Kilis Yedi Aralık üniversitesinde eğitime başladım"
2011 yılında gelen afla Kilis yedi aralık üniversitesinde eğitimine devam ettiğini söyleyen Sohbet, "2011 yılında af geldi. Ben evlenmiştim. 2 çocuğum vardı. Çocuklarım okula gidiyordu. O dönem 10 binin üzerinde genç okulu bırakmak zorunda bırakıldı. Ancak afla 3 bin civarında arkadaşımız okula dönebildi. Çünkü herkesin hayatı çok değişmişti. Çoğu çoluk çocuğa karışmıştı. 2014 yılında bende Kilis 7 Aralık üniversitesinden mezun oldum" ifadelerini kullandı.
"Biz okuldan atıldık ama başımız dikti"
Başörtüsünün kimliği olduğunu söyleyen Sohbet, "Biz okuldan atıldık ama başımız dikti. Hep bunun gururunu yaşıyorum. Gururla bıraktık. Çünkü bu benim değerimdi, bu benim kimliğimdi. Çok eziyet çekmemize rağmen hiçbir zaman ağlamadık, yenilmedik. İnandığımız değerlerimiz için mücadelemiz devam etti. Bizim çok gururla anlatacağımız bir hikayemiz ve dik duruşumuz var" ifadelerine yer verdi.
"Hayata 20 yıl gecikmeli başladık"
Hayata 20 yıl gecikmeli başladıklarının altını çizen Hatice Sohbet, "Hayatı gecikmeli olarak yeniden başladık. Okulu bitirirsin, evlenirsin iş güç o ara onu halledersin. Bizde ise tam tersi oldu. Evlendik, çoluk çocuğa karıştık, onları büyüttük. Maalesef kariyer planlamasını 20 sene sonra başlamak zorunda kaldık. Arkadaşlarımız emeklilik planlaması yaparken biz kariyer planlaması yapmak zorunda kaldık. Hayata geriden geldik" diye konuştu.