Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Sağlıkta şiddet sorununu sadece yasalarla çözemeyiz. Kısacası şiddet, büyük bir suça dönüşmeden, sürecin başından eğitimle ve farkındalık oluşturarak önlenmeli" dedi.
OMÜ, sağlık çalışanlarına uygulanan şiddete dikkat çekmek, nedenlerini analiz etmek ve bu konuda farkındalık oluşturmak amacıyla "Sağlıkta Şiddet ve Nedenlerinin Sorgulanması" konulu bir çalıştay düzenledi. OMÜ Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Sancak'ın başkanlığında ve OMÜ Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Faruk Tan'ın moderatörlüğünde çevrim içi (online) düzenlenen çalıştayın açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal yaparken Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Canan da "Şiddetin Fizyolojisi" konulu bir açılış konferansı verdi.
Ülkemizde kangrene dönüşmüş sağlıkta şiddetin milletimiz ve geleneklerimiz açısından asla kabul edilemeyecek gayriahlaki ve gayrihukuki bir durum olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal "Bu çalıştayla sağlıkta şiddet konusunu masaya yatırmayı ve buradan çıkan sonucu rapora dönüştürmeyi hedefleyen ekibimize teşekkür ediyorum" dedi.
"Faillerin, sağlık çalışanlarının hizmetine muhtaç oldukları bir süreçte şiddete başvurmaları, bu sorunun özel olarak ele alınmasını gerektiriyor"
Tüm sağlık çalışanlarının, son derece saygın bir mesleği icra ettiklerini vurgulayan Rektör Ünal, sözlerine şöyle devam etti: "Şiddet sergileyen faillerin, sağlık çalışanlarının hizmetine muhtaç oldukları bir süreçte şiddete başvurmaları, bu sorunun özel olarak ele alınmasını gerektiriyor. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin çok ciddi bir arka planı olduğunu düşünüyorum. Bu sorunun arka planı ne ise bunun bütüncül olarak masaya yatırılması gerekiyor. Sağlıkta şiddet sorununu sadece yasalarla çözemeyiz. Özellikle eğitim kademelerinin refleksleri yönetme noktasında, bu durumun çirkin bir davranış olduğu ve geleneklerimize uymadığı konusunda bir algı oluşturulması gerekiyor. Bunun sonucunda da şiddet uygulayanın otomatikman dışlanması gerekiyor. Böyle bir sonuca ulaşmak için de şiddetle ilgili kavramsal çerçevenin yeniden çizilmesi lazım. Sağlıkta şiddeti; yaralama, dayak, öldürme gibi büyük suç teşkil eden eylemlerle özdeşleştirerek bu sorunun çözülemeyeceğini düşünüyorum. Surat asma, mobbing gibi durumlar da dayakla aynı düzlemde değerlendirilmeli, sorun çözülecekse insan onurunun her durumda korunması gerekiyor. Kısacası şiddet, büyük bir suça dönüşmeden, sürecin başından eğitimle ve farkındalık oluşturarak önlenmeli."
Şiddeti tetikleyen unsurların, düzenlenen çalıştayla akademik bir bakış açısıyla ele alınmasının önemine de değinen Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, "Önemli olan buradan çıkacak sonuç ve toplumda farkındalık oluşturmak" ifadelerini kullandı.
Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal'ın açılış konuşmasının ardından bilim ve psikoloji alanındaki ilgi çeken yayınları ve kitaplarıyla tanınan Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Canan da "Şiddetin Fizyolojisi" konulu açılış konferansı verdi.
Prof. Dr. Sinan Canan: "OMÜ'nün köklü geleneğinin bana çok faydası oldu"
Yüksek lisansını OMÜ Tıp Fakültesi Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dalında tamamlayan Prof. Dr. Sinan Canan "Tıp Fakültesi ve tıp camiasıyla Samsun'da tanıştım. OMÜ'nün köklü geleneğinin bana da çok faydası oldu. Akademik ve sosyal anlamda çok güzel zamanlar geçirdiğim Samsun'a buradan selam ediyorum" diye konuştu.
Şiddet kavramını biyolojik olarak ele alan Prof. Dr. Canan şunları söyledi: "Rektörümüzün de altını çizdiği gibi sonuçlardan hareket edip, sonuçlara göre sorunu çözme eğilimindeyiz. Fakat işin gerçek nedenlerini ve kökenini anlama konusunda kafa yorduğumuzda, sonuçları giderme amacıyla yaptığımız hareketlerin aslında olayı daha da kötü hâle getirebileceğini fark ederiz. Çünkü kökenler, her zaman bizim sonuçları görme biçimimizi değiştirebilme potansiyeli taşır. Dolayısıyla biyolog ve nörolog olarak şiddetin biyolojik nedenlerini açıklamak istiyorum."
"İnsanı diğer canlılardan ayıran özellik, patlama reaksiyonlarını kontrol edebilecek bir beyin donanımına sahip olmasıdır"
Şiddeti; çaresizlik hâli içerisinde, engelleri ya da sıkıntıları aşmak için başvurulan aşırı davranışsal repertuvar grubunun genel adı olarak tanımlayan Sinan Canan, "Şiddet hayvanlarda da çok rastlanan bir durum olsa da insandaki gibi keyfî şiddet davranışları, onlarda pek rastlanmayan bir durum. Herkes öfke patlamaları yaşayabilir ancak insanı diğer canlılardan ayıran özellik, patlama reaksiyonlarını kontrol edebilecek bir beyin donanımına sahip olması. Biz, insanlardan kontrol mekanizmasını hakkıyla kullanmasını bekliyoruz ve toplumumuzdaki tüm sistem ve kurallar bu mekanizmamızı kullanmamıza güvenilerek oluşturuluyor. Şiddet, hayatın her alanında mevcut. Özellikle edebiyatta ve sinemada severek izlediğimiz filmlerde çok yaygın. Yani şiddetle ilişkimiz sürekli nefret etme ve uzak kalma durumunda değil. Mesela seri katiller, toplumda ciddi bir hayran kitlesine sahip insanlar. İnsanların bir kısmı, vahşi cinayetler işleyenleri çekici bulabiliyor ve onlarda, kendi yapamadıkları şeylerin işaretini görebiliyor. Tarih boyunca da insanlığın başına gelen en büyük felaketlere, toplumsal olarak şiddete yönelmiş popülasyonlar neden oluyor. Nazi Almanyası bunun en belirgin örneklerinden biri. Bu dönemde, belki de psikiyatrik açıdan hasta olan Adolf Hitler'in arkasına toplanan milyonlarca insanın desteğinden de bahsediyoruz" sözlerine yer verdi.
"Şiddetten değil, yanlış tipte şiddetten nefret eden ve onu dışlayan bir türüz"
Ülkeyi ve sınırları korumak için bizim adımıza gösterilen şiddetin insan yapısı tarafından onaylanacağına işaret eden Sinan Canan, "Onayımız olmadan karşımıza çıkan şiddet hoşumuza gitmez. Yani şiddetten değil, yanlış tipte şiddetten nefret eden ve onu dışlayan bir türüz. Özellikle kötü bir şey olarak kodlanan şiddetten hiçbirimizin ari olmadığını kafamıza yerleştirmemiz lazım. Bu bizim zihinsel özelliğimizin temel bir unsuru" şeklinde konuştu.
Şiddetin biyolojik nedenlerini ayrıntılarıyla açıklayan Sinan Canan verdiği açılış konferansının sonunda "İnsanın en kaba sığmaz davranışları, yaptırımla düzenlenebilir. Ama şiddete neden olan unsurları ortadan kaldırmak için insanın ilk gelişim alanı olan ailede ve eğitimde değişim yapmak lazım. Özellikle ilk ve orta eğitim ile lise eğitimi çok önemli" değerlendirmesinde bulundu.
Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal ve Prof. Dr. Sinan Canan'ın konuşmalarının ardından Rektör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep Sancak'ın başkanlığında düzenlenen çalıştayın oturumlarına geçildi. Çalıştayın düzenleme kurulunda ise Prof. Dr. İlknur Aydın Avci, Prof. Dr. Özen Kulakaç, Prof. Dr. Burhanettin Tatar, Prof. Dr. Murat Terzi, Dr. Öğr. Üyesi Oya Sevcan Orak, Dr. Öğr. Üyesi Figen Çavuşoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Faruk Tan; sekreteryasında da Araştırma Görevlileri Alaattin Altın, Mesiya Aydın, Güven Soner, Ercan Tunç ve Tuba Kavalalı Erdoğan görev aldı.
Samsun'da sağlık hizmeti veren kurum ve kuruluşların her kademesinde görev yapan davetli sağlık çalışanlarının katılımı ile kapalı oturum şeklinde gerçekleştirilen oturumların ilki, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Murat Terzi'nin moderatörlüğünde "Sağlıkta Şiddetin Temelleri" başlığı altında yapıldı.
İlk oturumun tamamlanmasının ardından Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özen Kulakaç'ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen ikinci oturumda da "Sağlıkta Şiddet ve Kurumsal Stratejiler" konusu ele alındı.
Çalıştaya; Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkan Yardımcısı, Başhekim Yardımcısı, Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü, hekim, hemşire, 112 hizmetleri uzmanı, bilgi sistemleri personeli, çalışan hakları ve güvenliği birimi görevlisi, aile hekimi, aile sağlığı çalışanı, OMÜ Psikoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAMER) öğretim görevlisi, hastane müdürü, güvenlik görevlisi, sağlık teknikeri, pratisyen hekim, eğitim hemşiresi, sosyoloji uzmanı, hasta hakları birimi personeli gibi sağlık sektörünün her alanını temsil eden 29 davetli katıldı.
Çalıştayın kapanış oturumu; Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. İlknur Aydın Avci tarafından yapılan çalıştay özet raporunun sunumu ve ardından dilek ve temennilerin alınması ile tamamlandı.